Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Kamu Kurumları İçin İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu’na İlişkin Uyarılar

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

Yazarın Notu
• Güncel Mevzuat Dergisi Sayı:87/mart 2013 s.80-85

Kamu Kurumları için İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na ilişkin Uyarılar


Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü




• Güncel Mevzuat Dergisi Sayı:87/mart 2013 s.80-85

“Bir gram önlem bir kilo tedaviden daha değerlidir.” (İngiliz Atasözü)




ÖZET;

İş sağlığı ve güvenliği, sadece işyeri ve çalışan düzeyinde değil toplumun genelini doğrudan ilgilendiren aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken öncelikli bir konudur. Nitekim Anayasamızda bu konuyla ilgili iki maddenin yer alması çalışma hayatına atılan insanımızın sağlığı ve güvenliğine verilen değeri göstermektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 30.06.2012 tarihinde yayınlanmış ancak geçiş süreci öngörülmüştür. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası koruma altına alınan çalışan kesimi genişletmiş ancak bağımsız çalışanlar ve ev hizmetlerinde çalışanları kapsam dışında bırakmıştır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kamu kurumları için 2 yıl sonra uygulanacağı gibi çok yanlış bir genel kanaat bulunmaktadır. Oysa sadece işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamına yönelik maddelerin uygulaması 01.07.2014 tarihine ertelenmiştir onun dışındaki Kanun'un ağır yükümlülükler ve cezalar getiren diğer hükümleri 01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Kamu kurumlarının yüksek cezalarla karşı karşıya kalmaması uyarlarda bulunulmuştur.



ANAHTAR KELİMELER: İş sağlığı, iş güvenliği uzmanı, idari para cezası,risk değerlendirmesi, tehlike sınıfları



1.GİRİŞ

Çalışma hayatı; istihdamdan, çalışma şartlarına; sosyal güvenlikten, mesleki eğitime; iş sağlığı ve güvenliğinden, yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunmasına kadar çok geniş bir alanı ve toplumun büyük bir kesimini kapsamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusu ise sadece işyeri ve çalışan düzeyinde değil toplumun genelini doğrudan ilgilendiren aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir önceliktir. Nitekim Anayasanın 49 uncu maddesinde "Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak ve çalışmayı desteklemek üzere gerekli tedbirleri alır. Devlet, işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirleri alır." hükmü, yine Anayasanın 56 ncı maddesinde de "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlar; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak işbirliğini gerçekleştirir." hükmü bulunmaktadır. Anayasamızda bu maddelerin yer alması çalışma hayatına atılan insanımızın sağlığı ve güvenliğine verilen değeri göstermektedir.

Diğer yandan iş sağlığı ve güvenliği hakkı, 1948 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesinde şu şekilde vurgulanmıştır:"Herkesin, çalışma, mesleğini seçme ve adil ve uygun iş koşullarında çalışma hakkı bulunmaktadır."

1976 Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Antlaşması da, söz konusu meseleyi şu ifadelerle teyit etmektedir:"Söz konusu antlaşmaya taraf olan devletler, herkesin adil ve uygun çalışma koşullarına sahip olmasını ve bu koşulların özellikle sağlık ve güvenlik gereklerini karşılıyor olması hususunu tanımaktadır."

“Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği alanında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2009 yılı verilerine göre; günde yaklaşık 176 iş kazası olmakta, iş kazası sonucu 3 işçi hayatını kaybetmekte ve 5 kişi iş göremez hale gelmektedir. Bu rakamların yanı sıra SGK istatistiklerine yansımayan, kapsam ve kayıt dışı iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kayıplar da ayrıca dikkate alınmalıdır.” (kanunun gerekçesinden)


İş kazası ve meslek hastalıklarını önlemek kuşkusuz tazmin etmekten daha az maliyetlidir. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümler 4857 sayılı İş Yasası’nda yer almaktaydı. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 30.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası koruma altına alınan çalışan kesimi genişletmektedir. Bununla beraber, bağımsız çalışanlar ve ev hizmetlerinde çalışanlar söz konusu koruyucu hükümlerin dışında kalmaktadırlar.

30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kamu kurumları için 2 yıl sonra uygulanacağı gibi çok yanlış bir genel kanaat bulunmaktadır. Oysa sadece işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamına yönelik maddelerin uygulaması 01.07.2014 tarihine ertelenmiştir onun dışındaki Kanun'un ağır yükümlülükler ve cezalar getiren diğer hükümleri 01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Kamu kurumlarımızın tedbir almaları amacı ile aşağıdaki uyarıların yapılmasında yarar görülmüştür.

2.İŞVEREN KAMU KURUMLARININ GENEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ;

1-İşveren olarak kamu kurumlarına (m.4);
a) Mesleki risklerin önlenmesi,
b) Eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türü tedbirin alınması,
c) Organizasyonun yapılması,
d) Gerekli araç ve gereçlerin sağlanması,
e) Sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi,
f) Mevcut durumun iyileştirilmesi,
g) Alınan sağlık ve güvenlik tedbirlerine uyulup uyulmadığının izlenmesi,
denetlenmesi, ve uygunsuzlukların giderilmesi, yükümlülüğü getirilmiştir.

01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni Borçlar Yasa’mıza göre de, “İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. ” (m. 417).

Kanunun 26/a bendine göre yukarıda yazılı yükümlülükleri yerine getirmeyen işveren kamu kurumlarına her bir yükümlülük için ayrı ayrı 2013 yılı için 2.156 TL idari para cezası uygulanacaktır.
3.KAMU KURUMLARI DERHAL “RİSK DEĞERLENDİRMESİ “ YAPMAK ZORUNDADIR.
6331 sayılı yasaya göre kamu kurumlarının yapması gereken önemli bir yükümlülüğü de "Risk Değerlendirmesi" oluşturmaktadır. (madde 10) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği, 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve buna göre risk değerlendirmesi yapılması veya yaptırılması gerekmektedir.
“İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar risk değerlendirmesi olarak kabul edilmektedir.”

3.1.Risk Değerlendirmesi Ekibi Oluşturulmalıdır

“Risk değerlendirmesi, risk değerlendirme ekibi tarafından yapılacak. Buna göre; Risk değerlendirmesi, işverenin oluşturduğu ekip tarafından gerçekleştirilecek. Risk değerlendirmesi ekibi aşağıdaki kişilerden oluşacak:
• İşveren veya işveren vekili,
• İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri,
• İşyerindeki çalışan temsilcileri,
• İşyerindeki destek elemanları,
• İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar.
İşveren, ihtiyaç duyulduğunda bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan hizmet alabilecek. Risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu işveren veya işveren tarafından ekip içinden görevlendirilen bir kişi tarafından da sağlanabilecek.
İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini kısıtlayamaz.
Risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişiler işveren tarafından sağlanan bilgi ve belgeleri koruyup ve gizli tutmakla yükümlüdürler.
Risk değerlendirmesi dokümanının sayfaları numaralandırılarak; gerçekleştiren kişiler tarafından her sayfası paraflanıp, son sayfası imzalanır ve işyerinde saklanır. Risk değerlendirmesi dokümanı elektronik ve benzeri ortamlarda hazırlanıp arşivlenebilir. Risk değerlendirme belgesinin istenmediği sürece herhangi bir kamu kuruluşuna verilmesine gerek bulunmuyor. İş müfettişleri tarafından yapılacak denetimlerde müfettişlere gösterilmesi ve gerekirse bir örneğinin verilmesi gerekiyor.”
Yapılmış olan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir.
Ayrıca risk değerlendirmesi aşağıdaki durumlarda da yenilenmesi zorunludur;
a) İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması.
b) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi.
c) Üretim yönteminde değişiklikler olması.
ç) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi.
d) Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması.
e) Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi.
f) İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması.

Buna göre; halen yaptırmayan Kamu kurumlarına ocak ayı için 3.234 TL ve Şubat için 4.851 TL para cezası kesilecek ve yapılmadığı takdirde “ceza taksimetresi” çalışacak ve ceza tutarı 2013 sonunda 56.595 liraya ulaşabilecektir.

“Risk analizi raporu almamanın en önemli sonucu, işyerinde ileride meydana gelebilecek meslek hastalığı ve iş kazalarını önleyebilecek durumda olan işverenin bunu fark etmesine ve gerekli tedbirleri almasına engel teşkil etmesidir. Risk analiz raporunu yaptıran işveren, işyerinde gözünden kaçan bir çok eksikliği giderebilme veya daha dikkatli olabilme şansına sahip olacaktır. “

4.İŞVEREN KAMU KURUMLARININ İŞYERİ HEKİMİ, İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU 01.07.2014 TARİHİNE ERTELENDİ.

Kanun işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli istihdam edilmesini veya ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden bu hizmetlerin sağlanmasını zorunlu hale getirmektedir.(m.6)Ancak kamu kurumları için bu zorunluluk 01.07.2014 tarihinde başlamaktadır.

Kanun'un 26/b maddesine göre, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam etmeyen veya bu hizmetleri sağlamayan işverenlere görevlendirilmeyen her bir kişi için 2013 yılı için 5.390.-TL ve aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, diğer sağlık personelini temin etmeyen işverene 2.695.-TL ve aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar idari para cezası verilecektir.

01.07.2014 tarihinden itibaren iş sağlığı ve güvenliği birimi kurmayan işverenlere her bir ihlal için ayrı ayrı 1.617.-TL idari para cezası uygulanacaktır.

Az tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde her 1000 çalışan için, tehlikeli sınıfta yer alan 750 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde her 750 çalışan için ve çok tehlikeli sınıfta yer alan 500 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde her 500 çalışan için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilecektir.

Kamu kurumlarında yangın, deprem gibi acil durumlarda alacağı tedbirlerin belirlenmesi, acil durum planlarının hazırlanması, uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişinin görevlendirilmesi, tatbikat yaptırılması, yükümlülüğü belirlenmiş olup uyulmayan her bir yükümlülük için 2013 yılı için 1.078.-TL ve aykırılığın devamınca her ay için aynı miktar idari para cezası verilecektir.

4.1.Kamu Kurumları İşyerleri İçin Tehlike Sınıfını Belirlemelidir.
16/6/2004 tarihli ve 25494 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği 8 şubat 2013 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. İşyerleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kısa vadeli sigorta kolları prim oranları da dikkate alınmak suretiyle “az tehlikeli”, “tehlikeli” ve “çok tehlikeli” olarak Tebliğle belirlenmiştir . İşyeri için belirlenmiş olan tehlike sınıfı, aynı zamanda çalıştırılacak iş güvenliği uzmanının yetki belgesi ve Kanunun ilgili maddelerinin yürürlüğe girişi açısından da etkili olacaktır.
“Çok tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri (A) sınıfı, “Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri en az (B) sınıfı, “Az Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip kişileri çalıştıracaktır.
Ancak bu konuda Kanunun Geçici 4’ncü maddesinde geçiş hükümlerine yer verilmiş olup bu kapsamda;
“ çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi; tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

5.KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ SEÇİMİ VEYA İŞ YERİ SENDİKA TEMSİLCİLERİNİN GÖREVLENDİRİLMESİ YAPILMALIDIR.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun getirdiği en önemli yeniliklerden biri, işyerlerinde "Çalışan Temsilcisi" seçilmesi veya (seçimle belirlenemediği durumda) işveren tarafından atanmasıdır.
Buna Göre;
• 2 ile 50 arasında , 1
• 51 ile 100 arasında, 2
• 101 ile 500 arasında, 3
• 501 ile 1000 arasında 4
• 1001 ile 2000 arasında 5
• 2000 ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde 6 temsilci
Çalışan temsilcisi belirlenmek zorundadır. Birden fazla çalışan temsilcisinin olduğu hallerde, temsilcilerin arasında yapılacak bir seçimle bir "Baş Temsilci" belirlenir.
İşyerinde yetkili sendika bulunması hâlinde, işyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapar.(madde 20/5) Bu durumda yetkili sendikaya yazı yazılarak bu konuda işyeri sendika temsilcilerinin 6331 sayılı yasaya göre çalışan temsilcisi olarak da görev yapacaklarının tebliğ edilmesi talep edilmelidir.
Çalışan temsilcisi atanması/seçilmesi haline kamu kurumlarına 2013 yılı için1.078 TL idari para cezası verilecektir.
İş sağlığı ve güvenliği alanındaki işyeri örgütlenmesinde son halkayı sağlık ve güvenlik işçi temsilcileri oluşturur. Gerçekten de işyerlerinde sağlık ve güvenliğin sağlanması konusunda, teknik elemanlar ve işveren dışında işçilere de büyük bir sorumluluk düşmektedir. Zira hiçbir teknik eleman ya da işveren, oluşabilecek somut riskleri, onlara maruz kalanlardan daha iyi tanımlayamaz ve öngöremez.
7.KAMU KURUMUNDA ÇALIŞANLARIN SAĞLIK MUAYENESİ
İşverenler;
- İşe girişlerde,
- İş değişikliklerinde,
- İş kazası, meslek hastalığı, sağlık gibi sebeplerle işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde çalışanın talep etmesi halinde,
- İşyerinin tehlike sınıfına göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen aralıklarda çalışanlarının sağlık muayenelerini yaptırmak zorundadır.
Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz (Madde 15/(2)).
Çalışanlar için daha önce alınmış olan periyodik sağlık raporları, bu raporların süresi bitinceye kadar geçerli olacaktır (Geç.Madde 3).
Kanunun ilgili maddeleri yürürlüğe girene kadar, iş sağlığı ve güvenliği yönünden özellikli rapor niteliğinde olan işe giriş ve aralıklı sağlık muayeneleri Kanun öncesinde olduğu gibi kamu sağlık hizmeti sunucuları tarafından düzenlenebileceği bakanlıkça duyurulmuştur. “

Kanun'un 15. maddesine göre,
a) İşe girişte ve iş değişikliğinde, gerektiğinde işin devamı süresince periyodik,
b) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedenleri ile tekrarlanan işten uzaklaşmadan sonra işe dönüşte talep olması halinde,
c) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde çalışanların yapacakları işe elverişli olduğuna dair, sağlık raporu almayan işverenlere her çalışan için 1.078.-TL idari para cezası uygulanacaktır.

01.07.2014 tarihinden itibaren raporun sadece “işyeri hekimi” tarafından verilebileceğini belirtmekte fayda var.
8.KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞANLARINA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ VERİLMELİDİR.
İşveren, çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldırmak zorundadır. Eğitimler işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliklerinde, iş ekipmanları değiştiğinde veya yeni bir teknoloji uygulandığında verilir. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamayacak. iş kazası geçiren kişilere işe başlamadan önce bu konularla ilgili ilave eğitim verilmesi, ayrıca herhangi bir sebeple altı aydan uzun süre işten uzak kalanlara da yenileme eğitimi verilmesi zorunludur.
- İş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmeyen her çalışan için 2013 yılında 1.078 TL
- Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışanlardan Mesleki eğitim aldırılmayan her çalışan için 2013 yılında 1.078 TL idari para cezası verilecektir.
9.PARA CEZALARINA İTİRAZ VE İNDİRİM
Kamu kurumlarına idari para cezasını işyerinin bağlı bulunduğu çalışma ve iş kurumu il müdürlüğü uygulayacaktır.İl müdürlüğü genellikle konuya ilişkin iş müfettişi raporuna göre ceza uygulayacaktır.
15 gün içerinde kamu kurumu Sulh Ceza mahkemesine itiraz edebilir. Tebliğden itibaren 15 gün içerisinde defaten ödenmesi halinde Kabahatler kanunun 17. maddesine göre %25 indirim uygulanacaktır.
10.PARA CEZALARININ ZAMANAŞIMI SÜRESİ
“Zamanaşımı, en basit anlatımla, yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulmasına olanak veren bir hukuki müessesedir. borçlu tarafından yasal süre içerisinde Zamanaşımı itirazında bulunulmadığı takdirde, hakim tarafından kendiliğinden gözetilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2003/4-603 K. 2003/594 T. 22.10.2003-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1980/11-2802 K. 1983/1047 T. 2.11.1983)
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunu'nun 102'nci maddesinde de hükme bağlandığı üzere "Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar." Ancak buna karşılık "para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.” Denildiğinden kabahatler kanununa göre verilen idari para cezaları için tahsil zamanaşımı kabahatler kanunun 21.maddesinde özel olarak düzenlenmiş olan yerine getirme zamanaşımı süreler esas alınacaktır.
Kabahatler kanunu 21.maddesine göre tahsil zamanaşımı;

Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren işlemeye başlar.
 50.000 TL veya daha fazla İdari Para Cezasında ; 7 Yıl
 20.000 TL veya daha fazla İdari Para Cezasında; 5 Yıl
 10.000 TL veya daha fazla İdari Para Cezasında; 4 Yıl
 10.000 TL sından az İdari Para Cezasında; 3 Yıl geçmekle dolar.
Ödeme emrini tebliğ alan kişi, zaman aşımını itirazı için 7 (yedi) gün içinde vergi mahkemesine dava açarak bu borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürebilir. 7 (yedi) günlük dava açma süresi ödeme emrinin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. (Danıştay 6. DE. 2005/6912 K. 2006/1029 T. 10.3.2006) Bunu yapmadığı takdirde zaman aşımına uğramış borcunu ödemek zorunda kalır.
11.SONUÇ
İş sağlığı ve güvenliği gerek çalışanın sağlık vücut bütünlüğünün korunması gerekse meslek hastalıkları ve iş kazalarına karşı alınması gereken tedbirlerin alınması açısından çok önemlidir. İş sağlığı ve güvenliği ilk bakışta sadece çalışma hayatına ilişkinmiş gibi görünse de sonuçları itibariyle bütün toplumu ilgilendiren bir yapıya sahiptir. Çalışma ortamının sağlığı ve alınacak tedbirler itibariyle işveren ve işçiyi ilgilendirirken diğer taraftan meslek hastalığı ya da iş kazası sonucu hayatını kaybeden ya da sakat kalan işçinin ailesini de ilgilendirmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği 6331 sayılı Kanun ile olması gerektiği gibi tek bir kanunla düzenlenmiştir. Ancak kanun koyucu birçok düzenlemeyi yönetmeliklere bırakmıştır. Bu nedenle bu yönetmeliklerin incelenmesi gerekmektedir.
Buraya yazamadığımız birçok başka yükümlülükler olduğunu da hatırlatmalıyız.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Kamu Kurumları İçin İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu’na İlişkin Uyarılar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
20-10-2017 - 14:56
(2397 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 3 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 3 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
3330
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 8 saat 44 dakika 13 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,39 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 20348, Kelime Sayısı : 2540, Boyut : 19,87 Kb.
* 2 kez arkadaşa gönderildi.
* 2 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1994
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04379106 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.