Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İcra Ve İflas Kanununda Yer Alan Hususi Hükümler

Yazan : Sedat Baysal [Yazarla İletişim]
İcra Müdürü

Makale Özeti
İcra ve İflas Kanununda yer alan hususi hükümler

HUSUSİ HÜKÜMLER
İİK.355-367

ONYEDİNCİ BAP
MAAŞ VE ÜCRETLERİN KESİLMESİNDE USUL :
MADDE 355
Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinciye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar.
Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de malmemurunu veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur.

Borçlunun maaş ve ücretinin ancak bir kısmı haczedilebilir. Borçlunun maaş aldığı kurumdan belirlenen oranda kesinti yapılması için İİK.89.maddesindekinden daha basit bir usul öngörülmüştür. Burada maaş ve ücretten maksat, devlet işlerinde veya özel işyerlerinde çalışan memur veya işçilerin ücretidir. Borçlunun böyle bir ücretini haczeden icra dairesi, borçlunun (yanında çalıştığı) işverenine durumu bir yazı ile bildirir. Bu bildiride, borçlunun ücretinin bir kısmı (1/4 ‘ünden az olmamak kaydı ile) haczedildiği, borçlunun aldığı ücret miktarının en geç bir hafta içinde icra dairesine bildirmesi ve borç bitinceye kadar icra dairesinin bildirisi gereğince haczedilen ücret tutarının borçlunun ücretinden kesilip, hemen icra dairesine gönderilmesi hususları işverene ihtar olunur.
İcra Dairesinin bu bildirisini alan işveren, borçlunun ücreti üzerine haciz konulduğunu ve borçlunun maaş veya ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde icra dairesine bildirmek ve borç bitinceye kadar icra dairesinin bildiri gereği haczedilen ücret miktarını kesip hemen icra dairesinin banka hesabına göndermek zorundadır. Borçlunun maaşı üzerinde başkaca haciz bulunması halinde haciz bildirisi gereği borçlunun maaşı üzerinde sıraya alınarak haciz işlenmeli ve yine bir hafta içerisinde bilgi verilmelidir. Sırası önde olan haczin kesintisinin bitimini takip eden aydan başlamak üzere kesintiye başlanmalıdır.
Haciz bildirisi alan ve kesintiye başlayan işveren, borçlunun işyerinin başka bir şubesinden maaş almaya başlaması veya işten çıkarılma durumunda bu durumu derhal icra dairesine bildirmek ve başka şubeden maaş almasını gerektirecek değişiklik halinde haciz işleminden o şube veya amirini haberdar etmek zorundadır.

YUKARIDAKİ MADDEYE RİAYET ETMEYENLER HAKKINDA HÜKÜMLER
MADDE 356
Yukardaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır.
Yukarıki madde hükümlerine riayet etmiyen her hangi bir memur veya amir hakkında istenecek malümatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir.

İİK.355.madde hükmüne uymamış olan işverenin kesmediği veya kesip de ilk vasıta ile icra dairesine göndermediği para, ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına gerek kalmaksızın icra dairesince işverenin ücretlerinden veya diğer mallarından alınır. Bu madde kapsamında kendilerinden tahsilat yapılan işverenin borçluya rücu hakkı vardır. İİK.355.hükmüne uymayan kişilerden bu miktarların tahsili için ihtiyaç duyulan bilgilerin icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup oldukları dairenin görevidir. Bu bilgiler ışığında İİK.355.hükmünü yerine getirmeyenin tespiti sağlanacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; Borçlunun devam eden aylık maaşının haczi, haciz müzekkeresi ile istenmiş olduğundan İİK.89.madde gereğince tanzim ve tebliğ olunan haciz ihbarnamesinde öngörüldüğü gibi borcun tamamının itiraz etmeyen 3.şahsın zimmetinde sayılması mümkün değildir. Bu durumda, itiraz edilmemek suretiyle kesinleşen maaş haczi miktarı, 3.kişinin İİK.356.maddesine göre sorumlu olduğu miktardır. Bu miktarın belirlenmesi için borçlunun 3.kişi yanında çalıştığı süre ve bu süre zarfında aldığı aylık maaş miktarının SGK.’dan sorulup belirlenmeli, haciz yazısından oran gözetilerek sorumlu olduğu miktar tespit edilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Aksine düşünce ile 3.şahsı, borçluya ait tüm borçtan sorumlu tutmak doğru değildir.
Yargıtay 12.H.D. 23/12/2010 T. 2010/22609 E.-31114 K. “...İİK.'nun 355.maddesine aykırı hareket edenler, bir diğer ifade ile borçlunun maaş ve ücretinde haciz yazısına uygun olarak kesinti yapmayan veya yaptığı kesintileri icra dosyasına göndermeyenler hakkında ayrıca bir mahkeme kararı olmaksızın şahsı sorumluluklarına gidilir. Kesinti yapmadıkları veya icra dosyasına göndermedikleri miktar bu kişilerin şahsi mallarından veya maaşlarından alınır.”
Yargıtay 12.H.D. 11/12/2014 T. 2014/22754 E.-30040 K. “...Maaş ve ücret haczi işlemleri İİK.nun 89.maddesine göre değil, İİK.nun 355 ve sonraki maddelerine göre yürütülür. Şikayetçi alacaklının istemi haciz müzekkeresi tebliğ edilmesine rağmen ücret kesintisi yapmayan sorumlular hakkında İİK.nun 356.maddesi uyarınca haciz konulması talebi olduğu görülmektedir.
O halde, mahkemece; 3. kişi tarafından SGK'ya bildirilen ücret bordroları celp edilerek haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. kişi şirket bünyesinde çalışıp çalışmadığı ve çalışma süresi belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken...”

CUMHURİYET SAVCILIĞINCA TAKİP :
MADDE 357
İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmıyanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.

Yukarıda madde kapsamında İcra dairesinin yapmış olduğu işlemlere ait tebliğ ve emirlerinin derhal yapılması ve neticesinin bildirilmesi gereklidir. İcra dairesinin bu anlamda yapacağı tebliğ ve emirlere birkaç örnek verelim.
Resmi sicile kayıtlı malların (mesela taşınmazların) hacizi takibin yapıldığı yer icra dairesince kaydına işletilmek suretiyle doğrudan da yapılabilir. Bunun için, icra dairesi tapu müdürlüğüne bir haciz yazısı gönderir. İlgili müdürlük icra yazısı üzerine taşınmaz siciline haciz şerhi koymakla yükümlüdür. Yine İİK.355.maddesine göre borçlunun maaşının haczi için yazılan yazı gereği işveren kesinti yapmak ve cevap vermekle yükümlüdür.
Yine İİK.m.81.gereğince haczi yapan memura zor kullanma hususunda bütün zabıta memurları icra memurunun yazılı müracaatı üzerine kendisine muavenet ve emirlerini ifa etmekle mükelleftir, köylerde haczi yapan memurun emirlerini muhtarlar da ifaya mecburdurlar.
Kendilerine haciz ihbarnamesi gönderilen bankalar, banka sırrına dayanarak cevaptan kaçınamazlar.
Satışına karar verilen taşınmazın bir köy sınırları içinde bulunması durumunda, köy halkının duymasını ve ihaleye katılmasını sağlamak için, artırma ilanının köy odasına ve köy halkının görebileceği başka yerlere de asılması gerekir. Köy muhtarının, icra müdürlüğünün taşınmaz satış ilanını yöntemine uygun olarak gerçekleştirmeme eylemi yukarıda madde kapsamında değerlendirilir.
Bu ve buna benzer durumlarda icra dairesinin tebliğ ve emirlerini derhal yapmayan ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeyenler hakkında bu madde kapsamında Cumhuriyet savcılığınca takibat yapılır.
Cumhuriyet savcılıklarınca, 5326 sayılı kabahatler kanununun 32.maddesi kapsamında kaldığından idari görevsizlik kararı ile idari para cezası verilmektedir. Bu karar üzerine emri veren icra müdürlüğünce verilen idari para cezasının tahsili için vergi dairesi müdürlüğüne düzenlenen idari para cezası kararı tanzim edilerek gönderilmektedir.

ÜÇÜNCÜ ŞAHSA BIRAKILAN MALLAR :
MADDE 358
Üçüncü şahıs icraca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden istendiği anda evvelki vaziyette iade ile mükelleftir.
Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamıyacak bir sebepten dolayı telef veya ziyaını ispat edemiyen üçüncü şahıs hakkında ceza takibinden başka evvelce tesbit edilmiş olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince re’sen tazmin ettirilir.
Bu kıymetleri tazmin ile mükellef olanlar, icra dairesinin bu baptaki talep ve kararına karşı icra mahkemesine 16 ncı maddede tayin edilen müddet içinde şikayette bulunabilirler.

Borçlunun menkul mallarının haczinden sonra muhafaza altına alınarak 3.bir kişiye yediemin olarak teslim edilmesi halinde, yediemin olarak teslim alan 3.şahsın bu malları istendiği anda teslim aldığı hali ile herhangi bir zarara uğratmaksızın icra dairesine teslim ile yükümlüdür. Şayet yediemin tarafından mallar istendiği halde icra dairesine teslim edilmez veya zarara uğramış vaziyette teslim eder ise ve kendisine bırakılan malların kendisine atfolunamayacak bir sebepten dolayı telef veya ziyan olduğunu ispat etmez ise; haczin devamı halinde alacaklı, haczin düşmüş olması halinde borçluya malın veya zararın bedelini ödemesi gerekecektir. Burada zarara uğrayan tarafın ayrıca bir alacak davası açmasına gerek yoktur, çünkü yasa gereği ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın bedelinin 3.şahıs (yediemin)’den tazmin (ödetme) ettirilecektir. Burada İcra Müdürlüğünce yediemin tarafından uğratılan zararın tespiti ile yedieminden alınmasına karar verilecektir.Yedieminin icra dairesinin ödetme kararına karşı icra mahkemesine şikayet yoluna başvurma hakkı vardır.
Ayrıca hacizli malı istendiğinde icra dairesine teslim etmeyen yediemin malın kendisine atfolunamayacak bir sebepten dolayı telef ve zayi olduğunu ispat edemezse 3.kişi hakkında ceza takibatı yapılacaktır.
Yukarıda açıklanan maddenin tatbikinde menkul malın yediemine teslimine ilişkin tutulan tutanak büyük önem taşımaktadır. Gerek kötü niyetli 3.şahıs hakkında yukarıda yazılı yasa maddesinin uygulanabilmesi açısından, gerekse iyiniyetli 3.şahısları yedieminliğin hukuki sonuçları açısından bilgilendirmek açısından tutanağın tanzimi sırasında azami özenin gösterilmesi ve yediemin olan 3.kişinin bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay’ın bazı kararlarında hacizli mal üzerindeki haczin düşmesi ile yedieminlik sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin kararları var isede; Bu husus ceza tahkikatını yapacak Cumhuriyet savcıları tarafından değerlendirilecektir.
Ancak bazı Yargıtay kararları İcra Müdürlüğü işlemlerine de şekil vermektedir. Örneğin; Yargıtay kararlarında, yedieminin hacizli malı satış mahalline getirmesi için gerekli avansın satış sırasında satış isteyen tarafından icra dosyasına depo edilmesi ve talep halinde yediemine ödenmesi gerektiği şeklindedir. Bu itibarla satış aşamasında bu giderlerin de dosyaya depo edilmesi ve bu masrafın depo edildiğinin ve satış yer, gün ve saatinin yediemine satış gününden önce bildirilmiş olması gerekmektedir.
Yargıtay 12.H.D. 13/03/2006 T. 2006/2297 E.-5119 K. “...ihalesi kesinleşen menkullerin alıcısına teslimi yolunda işlem yapılmak üzere mahalline gidilerek yediemin olan müştekiden malları teslim etmesi istenilmiş onun tarafından menkullerin teslim edilmemesi üzerine kendisine sorumlulukları hatırlatılıp 7 günlük sürede teslim etmesi yönünde mehil verilmiş verilen sürede teslim etmediği için de; icra müdürlüğünce adı geçen yedieminden borçlu sıfatıyla ihaleye konu menkullerin muhammen tutarı olan (95.198.22 YTL) den İİK'nun 358. maddesi gereğince sorumlu olduğu belirtilerek işbu borcu nedeniyle onun menkullerinin üzerine haciz konulması ve onların muhafazası yerine getirilmiş yediemin adresinde haciz yapılmıştır.Hacze konu bu menkuller (ve borçlu şirkete ait hacizli diğer menkullerle birlikte) satışa çıkarılmış 3. kişiye 8.8.2005 tarihinde ihale olunmuştur.”


İCRA DAİRELERİNİN MUHABERELERİ :
MADDE 359
İcra memurları yaptıkları muameleden dolayı her daire ve makam ile doğrudan doğruya muhabere edebilirler.

İcra dairesi bağımsız olup, yaptığı işlemlerden dolayı her daire ve makam ile doğrudan doğruya muhabere edebilir. İcra dairesinin muhabere ettiği her daire ve makam kendilerine bildirilen iş ve işlemleri yerine getirmek zorundadır.
İcra dairesince yapılacak işlemlerin bir kısmı artık uyap ortamı üzerinden yapılabilmektedir. Borçlunun aracı üzerine haciz konulması, kaldırılması, SGK sorgulaması, SGK maaş haczi, mernis araştırması, nüfus kaydı, posta çeki sorgulama, kayıtlı gayrımenkul sorgulaması gibi. Bu ve benzeri İcra Müdürlüğünce yapılabilen işlemlerle ilgili olarak bu muamelelerden dolayı muhabere edilmesine gerek kalmamıştır. Ancak İcra Müdürlüğünce ulaşılamayan ve işlem yapılamayan her türlü muamele ile ilgili olarak ilgili daire ve makam ile muhabere edilebilir ve ilgili daire ve makam bu muhaberenin gereğini yerine getirmek zorundadır.

HACZEDİLEN MALLARIN İSTİNABE SURETİYLE SATIŞI
MADDE 360
Haczedilen mallar başka bir yerde bulunduğu takdirde satış, istinabe suretiyle yapılır. Artırma ve ihaleye mütedair ihtilaflar istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince hallolunur.
İcra dairesi, bölgesi dışında yapılması gereken işlemler için (özellikle haciz, satış) başka yer icra dairelerini istinabe eder. İstinabe olunan icra dairesine borç ödemesi yapılabilir.Hacizli mal icra dairesinin yetki çevresi dışında bulunursa, icra dairesi malın bulunduğu icra dairesinden malın satılmasını ister, yani o icra dairesini istinabe eder. Satışı istinabe olunan icra dairesi yapar ve bu icra dairesinin yaptığı artırma ve ihaleye ilişkin uyuşmazlıklar istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesi tarafından çözümlenir. (ihalenin feshi ve kıymet takdiri şikayeti gibi). İflas masasındaki mallar, iflas idaresi tarafından satılır, müflisin yetki sınırları dışında bulunan malları o yerdeki iflas (yoksa icra) dairesi vasıtasıyla istinabe yolu ile sattırır.
Yasa metninde haczedilen malların başka bir yerde bulunduğu takdirde satışın istinabe suretiyle yapılacağı belirtilmiş isede; Borçluya ait mal icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetki sınırları dışında kalması halinde, malın haczi, kıymet takdiri ve satışı istinabe sureti ile yapılır.
Borçlunun malının haczi ve kıymet takdirine ilişkin ilgililere yapılacak tebligatlar takibin yapıldığı esas icra dairesince, satışa ilişkin tebligatlar istinabe olunan (talimat) icra dairesince yapılır. İhalenin yapılması, kesinleştirilmesi, ihale bedelinin tahsili, ihaleden doğan vergi, resim ve harçların ilgili kurumlara yatırılması, tescil ve teslim işlemleri istinabe olunan icra dairesinin görevidir. Takibin yapıldığı esas icra dairesince satış kararından sonra ihalenin yapılması için istinabe olunmasında, yazılacak istinabe evrakına (talimata) alacaklı, borçlu ve alakadarların açık kimlikleri, tebligat adresleri, tebligatların T.K.’nun hangi maddesine göre gerçekleştirilmesi gerektiği, güncel borç miktarı, satılacak malın vasıfları yazılmalıdır.
İstinabe olunan icra dairesince satışın yapılması ve yatırılması gereken vergi, resim ve harçların (menkul mallarda yedieminlik ücreti) ödendikten sonra kalan meblağ esas icra dairesine gönderilir.
Yargıtay 12.H.D. 24/02/2015 T. 2014/29026 E.-2015/3876 K. “...İİK.'nun 360. maddesinde; "Haczedilen mallar başka bir yerde bulunduğu takdirde satış, istinabe suretiyle yapılır. Artırma ve ihaleye mütedair ihtilaflar istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince hallolunur" hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre ihaleye ilişkin ihtilaflar işlemi yapan icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda ise; taşınmazların talimat yolu ile Gaziantep 9. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı talimat dosyası ile satışının yapıldığı ve şikayete konu tellaliye harcının ise Gaziantep İcra Müdürlüğü işlemi ile tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Öyle ise şikayete konu tellaliye harcına yönelik istemlerin Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün bağlı bulunduğu Gaziantep İcra Mahkemelerince incelenip sonuçlandırılması gerekir.”

FAZLA VERİLEN PARANIN GERİ ALINMASI
MADDE 361
İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.

İcra dairesince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği veya yanlışlıkla bir tarafa para ödendiği anlaşılırsa, verilen para ayrıca bir mahkeme hükmüne gerek olmadan, o kişiden zorla geri alınır. İİK.361.madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan özel bir hükümdür. Buna göre icra daireleri hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın borçluya geri vermekle yükümlüdür. Açıktır ki, burada icra müdürüne kanun tarafından verilmiş özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamında bir yetki söz konusudur. İcra Müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın tahsili gerekenden daha fazla olduğunu hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak fazla tahsilatı borçluya geri verecektir.
Uygulamada; borçlu fazla ödediği paranın geri alınması için, icra dairesine başvurur. Bunun üzerine icra dairesi alacaklıya (fazla para ödenen ilgiliye) fazla ödenen paranın geri verilmesi hakkında bir muhtıra tebliğ eder. Alacaklı bu muhtıraya rağmen fazla aldığı parayı icra dairesine geri vermezse, icra dairesi fazla ödediği parayı alacaklıdan zorla geri alır. İcra Müdürü, borçlunun fazla ödediği paranın geri alınması talebini reddederse borçlu bu ret kararına karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir. (Alacaklı da muhtıranın tebliğinden itibaren hesaplamanın hatalı olduğu iddiası ile icra mahkemesine başvurabilir.)
İcra Mahkemesince haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verirse, mal üzerindeki haciz kalkar ve mal borçluya geri verilir. Ancak haczedilmezlik şikayeti sonuçlanmadan önce hacizli mal satılırsa ve bedeli alacaklıya ödenmişse, icra müdürü parayı alacaklıdan geri alır ve borçluya öder.
İcra Mahkemesinde borca itiraz eden borçlunun itirazının kabul edilmesi kararının kesinleşmesi ile borçlunun haczedilerek satılıp paraya çevrilen mahcuzdan elde edilen para, yine haczedilerek icra kasasına tahsil edilen para (banka hesabı vs.) veya borçlu tarafından yapılan ödemelerin alacaklıya ödenmiş olması halinde icra dairesi ödediği parayı alacaklıdan geri alır ve borçluya öder.
Bu ve benzeri sebeplerle (yedieminlik ücretin fazla hesaplanarak borçludan fazla para tahsil edilerek yediemine ödenmesi, borçludan fazla harç tahsil edilmesi vb.) borçludan tahsil edilmiş fazla para bulunması ve bu hususun gerek yapılacak hesaplama gerekse icra mahkemesi kararı ile belirlenmesi halinde icra müdürlüğünce ilgili kişi yada kuruma bildirimde bulunularak fazla yapılan ödeme geri alınır ve borçluya ödenir.
Alacaklı (veya fazla ödemeyi alan) tarafından fazla ödemenin icra müdürlüğüne iade edilmemesi halinde zorla geri alınır.
Yargıtay 12.H.D. 22/01/2015 T. 2014/27211 E.-2015/1592 K. “... İİK'nun 361. maddesine göre; fazla ödeme olduğunun anlaşılması halinde öncelikle alacaklıya parayı icra dosyasına iade etmesi için muhtıra tebliğ edilip, muhtırada öngörülen sürede alacaklının istenen parayı iade etmemesi durumunda şahsi mallarına haciz konulması mümkündür.
Somut olayda anılan maddedeki prosedür uygulanmadan, doğrudan icra takibinin tarafı olmayan alacaklı vekilinin banka hesabına haciz konulması anılan yasa hükmüne açıkça aykırılık teşkil eder.
İİK.nun 361. maddesi gereğince, dosyaya yatırılan paranın ilgilisine geri verilebilmesi için, borçludan fazla para alınması veya taraflardan birine yanlışlıkla ödeme yapılması gerekir.
Somut olayın incelenmesinde; düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin 25.04.2014 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, takibin durmadığı, 15.05.2014 tarihinde 3. kişi tarafından dosyaya 282.404,25 TL'nin yatırıldığı, bu arada usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin Antalya 2. İcra Mahkemesi'nin 2014/549 - 745 E/K sayılı kararı ile kabul edilerek tebliğ tarihinin 09.05.2014 olarak düzeltildiği, 16.05.2014 tarihinde ise takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda takibin şeklen kesinleştiği düşüncesiyle borçlunun 3. kişi banka şubesinde bulunan parasının haczi ile paranın takip dosyasına yatırılmasından sonra alacaklıya ödeme yapıldığı, daha sonra da borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltildiği anlaşıldığına göre, alacaklıya fazladan ya da yanlışlıkla yapılan bir ödeme sözkonusu olmadığından İİK.nun 361.maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.”
Yargıtay 12.H.D. 16/02/2015 T. 2014/27957 E. 2015/2907 K. “... Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takipte uygulanan haciz sonucunda dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinden sonra, mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetinin kabulü ile takibin durdurulmasına ve takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine alacaklıya ödenen paraların iadesi için alacaklıya muhtıra çıkartıldığı, alacaklının, İİK'nun 361. maddesi gereği gönderilen muhtıranın iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesi ancak İİK'nun 40. ve 361. maddelerine göre mümkündür.
İİK'nun 361. maddesi gereğince; icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Ancak, İİK'nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.”
Yargıtay 12.H.D. “Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte 3. kişi Pamukkale Belediye Başkanlığı'nca 19.08.2014 tarihinde 10.751,00 TL paranın dosyaya yatırıldığı ve bu paranın alacaklıya ödendiği bilahare Pamukkale Belediye BAŞKANLIĞI vekilinin 18.09.2014 tarihli yazı ile takip dosyasına paranın sehven gönderildiği, paranın kendilerine iadesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce alacaklıya ödenen paranın Pamukkale Belediye Başkanlığı'na iadesine karar verilmiştir.
Somut olayda ise icra dairesinden iade isteminde bulunan belediye icra takibinin borçlusu olmayıp takipte taraf olmayan 3. kişi olduğundan İİK.361.maddesine dayalı olarak iade talebinde bulunamaz. Üçüncü kişi tarafından yanlışlıkla yapıldığı iddia edilen bu paranın iadesi yargılamayı gerektirdiğinden ancak adı geçen tarafından açılacak bir istirdat ya da sebepsiz zenginleşme davasında ileri sürülebilir.”
Yargıtay 12.H.D. “ menfi tespit davasının kabulü halinde eski hale iade kurumunu düzenleyen İİK'nun 72/5. maddesi özel hüküm niteliğinde olup, 'borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiğinin hesap neticesinde anlaşılması halinde verilen paranın ayrıca hükme hacet kalmaksızın geri alınacağını' düzenleyen ve genel hüküm niteliğinde bulunan İİK'nun 361. maddesi hükmünün somut olayda uygulama yeri yoktur.”
Yargıtay 12.H.D. “3. kişinin icra müdürlüğü'ne başvurusu alacaklıya ödenen paranın kendisine ait olduğu iddiasına dayalı olup İİK'nun 96. maddesi kapsamında istihkak iddiası niteliğindedir.Bu durumda icra müdürlüğü'nce istihkak prosedürü uygulanması gerekirken paranın iadesine yönelik muhtıra çıkarılması doğru değildir. İİK'nun 361. maddesinin alacaklıya fazladan ya da yanlışlıkla ödeme yapılması halinde uygulanması mümkün olup somut olayda uygulama yeri yoktur.”
Yargıtay 12.H.D. “Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu, emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasını ve daha önceki kesintilerin iadesini talep etmiş, mahkeme haczin kaldırılmasına ve İİK'nın 361. maddesi uyarınca kesintilerin iadesine karar verilmiştir.
Somut olayda sadece dosyada var olan ve alacaklıya henüz ödenmemiş para var ise borçluya iade edilir fakat borçlunun maaşından yapılan kesintinin İİK 361 md. uygulanması sureti ile geri verilmesi mümkün olmadığından ve bu talebin genel mahkemede açılacak istirdat davasında tartışılması gerektiğinden kesilen bedellerin davacı yana ödenmesinde ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.”

EMANETLER HAKKINDA ZAMANAŞIMI
MADDE 362
İcra veznesine tevdi yahut dairece tahsil olunan para veya icra muamelesi sebebiyle hıfzedilmekte olan eşya tevdi veya tahsil yahut hıfız tarihinden itibaren 10 seneye kadar alakadarları tarafından müracaat olunmazsa talep hakkı Hazine lehine düşer.

Alacaklı, icra dairesine veya bankaya ödenen veya icra dairesince tahsil edilen parayı hak etme tarihinden itibaren on yıl içinde almak için icra dairesine başvurmazsa (2013 yılında yürürlüğe giren yasa hükmü gereğince paranın havale edileceği banka hesabını bildirmez ise) bu para alacaklı aleyhine zamanaşımına uğrayarak hazineye gelir kaydolunur. (Harçlar K.m.36.V)
Yine, borçlu tarafından yapılan ödemeler dışında, icra muamelesi için icra dosyasına yatırılan ve kullanılmayan veya bir kısmı kullanılarak bakiye kalan paranın ilgilisi tarafından iadesi talep edilmediği takdirde bu parada on yıllık zamanaşımı sonunda hazineye gelir kaydolunur.
Bundan başka, icra dairesine tevdi edilen veya bir icra muamelesi sebebiyle icra dairesince muhafaza edilmekte veya muhafaza ettirilmekte olan taşınır mallar, tevdi veya muhafaza edilmesi tarihinden itibaren on yıl içinde ilgilileri tarafından istenmezse, ilgililerin bu malları istemek hakları hazine lehine düşer.
KANUN YOLLARINA BAŞVURMA VE SON MADDELER

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURMA VE İNCELENMESİ
MADDE 363 (Değişik madde : 02/03/2005 5311/24 md.)
İcra mahkemesince 85 nci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikayet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlara karşı, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak ve malın değer veya miktarının bin lirayı geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür.
İcra mahkemesi kararları aleyhine işlemleri uzatmak gibi kötüniyetle isninaf yoluna başvurulduğu anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422 nci maddesi hükmü uygulanır.
Kesin bir karara karşı kötüniyetle istinaf yoluna başvuranlar hakkında da yukarıda fıkra hükmü uygulanır.
İstinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. İcranın devamı için gereken evrak alıkonularak bunların birer örneği bölge adliye mahkemesine gönderilecek dosyaya konulur.

İİK., İcra mahkemesinin hukuk işlerine ilişkin kararlarının temyizi için özel hükümler koymuştur. İİK.daki temyize ilişkin özel hükümler (363-366) yalnız icra mahkemesi kararları içindir. Genel mahkemelerin, iflas, konkordato, sermaya şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması ve iptal davaları hakkındaki kararlarının temyizi, İİK.'na değil HMK.daki genel temyiz hükümlerine tabidir. Yalnız, İİK.genel mahkemelerin bu kararlarının temyizi içinde, bazı özel temyiz hükümleri koymuştur. (mesela m.164, 299 ve 309'da olduğu gibi)
İcra Mahkemesinin hukuk işlerine ilişkin kararlarından maksat, icra-iflas suçları dışındaki diğer bütün icra-iflas işlerine ilişkin icra (hukuk) mahkemesi kararlarıdır. İcra Mahkemesinin hukuka ilişkin kararlarının temyizi de kural olarak HMK daki gibi genel temyiz hükümlerine tabidir. Ancak, İİK.363-366'da bu konuda bazı özel düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, bir icra mahkemesi kararının temyizinde, ilk önce İİK.m.363-366'daki özellikler, bunun dışındaki hallerde ise HMK'daki genel temyiz hükümleri uygulanır.
Medeni usul hukukundakinin aksine burada icra mahkemesinin hangi kararlarının temyiz edilebileceği bu maddede tahdidi olarak sayılmıştır.

TEMYİZ YOLUNA BAŞVURMA VE İNCELENMESİ

MADDE 364 (Değişik madde: 02/03/2005-5311/25 md.)
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen ve miktar veya değeri onbin lirayı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
Yukarıda belirtilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. Bu durumda da 363 üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri uygulanır.
Temyiz yoluna başvurma, satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz.

İcra mahkemesi kararının temyiz edilmesi halinde, icranın devamı için gerekli belgeler alıkonularak, bunların birer sureti Yargıtay’a gönderilecek dosyaya konur.
Buna göre icra mahkemesinin temyiz edilebilecek kararlarını belirtmek gerekir ise; (takip konusu alacağın veya malın değerinin temyiz sınırını geçmesi şartı ile)
- İlamın icrasının geri bırakılması hakkında vukubulan talebin kabul veya reddine ve paradan gayrı ilamların infazı suretine veya 40 ncı maddeye göre icranın iadesi talebinin kabul veya reddine ilişkin kararları
- Göreve ve yetkisizliğe ilişkin icra mahkemesi kararları
- Ödeme veya tahliye emirlerine veya bunların tebliğ şekline karşı yapılan itiraz ve şikayetlerin ve 71 nci maddeye müsteniden takibin iptali veya taliki talebinin ret veya kabulüne ilişkin kararları,
- Bir malın haczinin caiz olup olmadığına ilişkin kararları,
- maaş veya ücretlerin haczinde miktara veya bunun artırılması veya eksiltilmesi taleplerine ilişkin kararları,
- Üçüncü kişilerdeki mal ve alacağın haczinde (m.89) doğan ihtilaflara ilişkin kararları,
- İstihkak davalarına ve istihkak davalarına ilişkin takisin taliki kararlarına ilişkin kararları,
- Hacze iştirak taleplerinin ret veya kabulüne ilişkin kararları,
- Taşınır ve taşınmaz malların ihale kararlarının feshine veya fesih talebinin reddine ilişkin kararları,
- Sıraya dair şikayet ve itirazın red veya kabulüne ilişkin kararları,
- İhtiyati haciz kararlarının kalkıp kalkmadığına ilişkin kararları,
- Konkordato talebinin reddine ilişkin kararları,
- Fevkalade mühlet talebinin ret veya kabulüne ilişkin kararları,
- Fevkalade mühletin uzatılması talebinin ret veya kabulüne ilişkin kararları,
- Maaş ve mallardan tazmin suretiyle yapılacak tahsilat hakkında vukubulan şikayetlerin ret veya
kabulüne ilişkin kararları
- Yedieminden tazminat hakkındaki taleplerin ret veya kabulüne ilişkin kararları,
- İflası idare edenlerin ücretleriyle masrafları da dahil olmak üzere hesap pusulalarının tasdikine ilişkin
kararları
- Takip tarihinden sonra işleyecek faiz, masraf ve sair alacak kalemlerinin hesabına dair şikayetlerin
kabul veya reddine ilişkin kararları,
- İtirazın kaldırılması talebinin reddi veya itirazın kaldırılması kararları,
İİK.nun 363.maddesinde yazılı olmayan icra mahkemesi kararları temyiz edilemez, yani kesindir. İcra mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi on gündür, bu süre kararın taraflara tefhim veya tebliğ edildiği tarihten başlar.
Kural olarak icra mahkemesinin kararının icrası için kesinleşmesi şart değildir. Bu nedenle icra mahkemesi kararının temyiz edilmesi satıştan başka işlemleri durdurmaz. İİK.nun 36.maddesi İİK.'nda özel hüküm bulunmadıkça (İİK.97,269/c,276/2) icra mahkemesi kararları hakkında uygulanmaz. Örnek olarak genel mahkemece verilen itirazın iptali kararının İİK.36.maddesi gereğince icrasının durdurulması mümkün iken, icra mahkemesince verilen itirazın kaldırılması kararında bu mümkün değildir.
Yargıtay 12.H.D.08/06/2004,010876/14616 “... somut olayda icra mahkemesince verilen icra inkar tazminatı ilamlı icra takibine konu edilmiştir. Borçlu dosya borcunu icra veznesine yatırarak ilamı temyiz ettiğinden bahisle tehiri icra kararı getirmek için icra müdürlüğünden İİK.nun 36.maddesi gereğince mehil belgesi almıştır. Yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında borçluya mehil belgesi verilemez...”
Buna göre borçlu itirazın kaldırılması kararını temyiz ederse alacaklı haciz isteyebilir ve icra müdürü borçlunun mallarını haczeder. Ancak temyiz incelemesi sonuçlanmadan (Onanmadan) önce hacizli mallar satılamaz. Yargıtay'a göre haczedilen şey para ise icra mahkemesi kararının temyiz edilmiş olması, icra veznesindeki bu paranın alacaklıya ödenmesine engel değildir. İcra Mahkemesi kararının Yargıtayca bozulması halinde İİK.40.m.hükmü kıyasen uygulanır.

İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİ
MADDE 365 (Değişik madde : 02/03/2005-5311/26 md.)
İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikayetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikayete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince işlem icra mahkemesince reddedilir.
İstinaf yoluna başvuran kişi ret kararını kabul etmezse, istinaf dilekçesi diğer tarafa tebliğ edildikten sonra, karar sureti ve verilirse cevap dilekçesiyle birlikte yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Şu kadar ki bu halde satış dahil hiçbir icra işlemi durmaz.
Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği halde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar.

Temyiz, süresi geçtikten sonra yapılır ve temyizi kabil olmayan bir karar temyiz edilirse, icra mahkemesi temyiz talebinin reddine karar verir. Temyiz eden, icra mahkemesinin bu ret kararını kabul etmezse, temyiz dilekçesi diğer tarafa tebliğ edilir. Bundan sonra temyiz dilekçesi karar sureti ve diğer taraf cevap vermiş ise bu cevap layihası (İİK.364,II) HMK.M.433,II) ile birlikte Yargıtay’a gönderilir. Ancak bu halde, temyiz yoluna başvurulmuş olması, satış dahil hiçbir icra işlemini durdurmaz. İcra Mahkemesinin temyiz talebinin reddine karar vermeden dosyayı Yargıtay’a göndermesi halinde, Yargıtay m.365,I kapsamına girdiği halde reddine karar verilmemiş olan temyiz talebini geri çevirmeyip doğrudan karara bağlar.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ VE YARGITAY KARARLARI
MADDE 366 (Değişik madde : 02/03/2005-5311/27 md.)
İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre yapılır ve onbeş gün içinde karara bağlanır.
İlgili ister ve ücretini verir veya gönderirse karar özeti en seri vasıtalarla mahalline bildirilir.
Yargıtayın icra ve iflas işlerine bakan hukuk dairesinin kararlarına karşı genel hükümlere göre direnme kararı verilebilir. Direnme kararları, Hukuk Genel Kurulunda acele işlerden sayılır.
Yargıtayın bozma kararı veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma, düzelterek veya yeniden esas hakkında vereceği kararları üzerine icra ve iflas işlerinde 40 ıncı madde hükmü kıyas yoluyla uygulanır.

Temyiz incelemesi, temyiz edilen karara hasredilir ve onbeş gün içinde karara bağlanır. İlgililerden biri ister ve ücretini de verir veya gönderirse, Yargıtay kararının özeti bildirilir.
Yargıtay icra mahkemesi kararını bozması halinde, icra mahkemesi, bozma kararı üzerine tarafları kendiliğinden duruşmaya davet ettikten sonra bozma kararına uyabilir veya Yargıtay’ın bozma kararına karşı direnebilir.
İcra mahkemesi kararlarının Yargıtay 12.H.D. (ve 6, 8, 17, 23.H.D.) duruşmalı olarak incelenemeyeceği kabul edilmektedir. Bunun nedeni, Yargıtay dairelerinin onbeş gün içinde karar vermek zorunda bulunmasıdır.
İcra mahkemesi kararının Yargıtay’ca bozulması halinde, İİK.40.m.hükmü kıyasen uygulanır.

BORÇLUNUN MEVCUDU HAKKINDA MALÜMAT VERMEK MECBURİYETİ
MADDE 367
İcra ve İflas dairelerinin borçlunun mevcuduna dair istiyeceği bütün malümatı hakiki ve hükmi her şahıs derhal vermeğe ve talep halinde mevcudu bu dairelere teslime mecburdur.

İlgililer icra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve sonucunu geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe mecburdur.
Resmi sicile kayıtlı mallara ilişkin bilgiler, sicili tutan kurumlardan istenmesi halinde bu kurumlar istenen bilgileri icra dairesine bildirmeğe mecburdur. (Tapu, Trafik, Ticaret Sicil vs.)
Kendilerine haciz ihbarnamesi veya ücret haczi bildirisi gönderilen gerçek ve tüzel üçüncü kişiler, meslek ve banka sırrına dayanarak cevaptan kaçınamazlar. Borçlunun mevcuduna dair icra dairesinin isteyeceği bütün bilgiyi gerçek ve tüzel her kişi (özellikle bankalar) derhal vermeye ve talep halinde mevcudu bu dairelere teslime mecburdur.
Yukarıda açıklandığı gibi, icra dairesinin borçlunun mevcudu hakkında yazışma yaptığı tüm kurumlar (vergi daireleri dahil) istenen bilgi ve belgeleri derhal vermeğe mecburdurlar.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İcra Ve İflas Kanununda Yer Alan Hususi Hükümler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sedat Baysal'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-11-2015 - 15:26
(3107 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
6282
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 3 saat 39 dakika 17 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,02 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 37624, Kelime Sayısı : 4926, Boyut : 36,74 Kb.
* 4 kez yazdırıldı.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1880
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,13933301 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.