Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Türk Hukuk Tarihi Ve Sosyoloji

Yazan : Savaş Nurullah Kıylık [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
türk hukuk tarihi ve sosyoloji

KONU: Türk Hukuk Tarihi ve Sosyoloji
HAZIRLAYAN VE SUNAN: Stj.Av.Savaş Nurullah Kıylık



TÜRK HUKUK TARİHİ
Türk tarihi ve kültürü; siyasi, demografik, askeri sebeplerle yapılan göçler neticesinde farklı bölgelere dağılmalarıyla incelenmesi güçleşmiştir.

İslamiyet öncesi Türk hukuku :
Kaynaklar çok güvenilir değildir.Çin kaynakları İran kaynakları , Orhun kitabeleri, kutadgu bilig, divanı lügat ı Türk yararlanılan kaynaklardır.

Boy:
bir boy beyinin başkanlığında aile gruplarından oluşan en küçük siyasi birimdir.

Bodun:
boyların bir araya gelmesiyle oluşur.hakim boy beyi yabgu, şad, ilteber gibi unvanlarla bodunun da beyi olur.

Hakan:
eski Türk devletlerinde kendisine Allah tarafından siyasi hakimiyet(kut) verilmiş ve Türk milletini idare etmesi için görevlendirilmiş ulu bir kimsedir.Hakan mukaddes değil uludur teokratik anlam taşımaz.Hakanlık devleti kuran aile içinde ırsidir. Çifte krallık görülür, hakan en üst yetkili monarktır . ordu komutanıdır, kanun koyma ve kazai yargılama yetkileri vardır.

Kurultay:
Bu toplantılar çok maksatlıdır, siyasi, askeri, dini, şöleni olabilir. Bu toplantılara; hakan, boy beyleri, halkın önde gelenleri, görevliler katılır.

Vezir:
Hakanın yardımcılarıdır, gerektiğinde kurultayı idare ederler.

Töre:
Eski Türk devletlerinde sosyal ve hukuki kuralların bütünüdür. Türklerin kurmuş olduğu devletlerin birinden diğerine intikal eder.”il gider töre kalır.”
Töre 3 şekilde oluşur:
-halk arasında var olan örf ve adetlerin belli bir süreç içerisinde hukuki karakter ve yaptırım kazanmasıyla
-hakanın iradesiyle
-kurultayda alınan kararla

Ceza hukuku:
Devlet cezalandırma yetkisini eline almış, fertlerin ilhakı-hak yetkisini ellerinden almıştır. Suçlar ağır suçlar ve hafif suçlar olarak ayrılmış, cezalar buna göre idam ve diğer maddi cezalar olmuştur.yargılama süratle yapılır, suçlular derhal cezalandırılır.
Ağır suçlar;adam öldürme, evli kadının ırzına geçme, suçüstü hırsızlık, başkasına kılıç çekme, savaşta gevşeklik gösterme…

Evlenme:
Exogamy yani dıştan evlenme vardı, taraflar evlenme konusunda anlaşır, kalın tamamen ödenince düğün yapılırdı. Dolayısıyla bir nişanlılık dönemi de görülürdü. Tek evlilik monogamy esastır, yer yer çok evlilik de görülür. Türklerde bir evlilik biçimi de üvey anne ile oğlun, küçük kardeş ile yengenin evlenmesi durumları olan levirat'tır.

Kalın:
Kalın miktarı tarafların sosyal ve iktisadi vaziyetine göre sözleşme anında serbestçe belirlenir, kız tarafı da mukabilinde uygu bir çeyiz ayarlar.
Kalının hukuki mahiyeti:
-evlilik bir satım akdi, kalın da satış bedelidir.
-kalın babanın kızına yaptığı masraf iadesi veya hizmet teminidir.
-kalın velayet hakkının bedelidir.
-kalın nezaket için verilen hediye, düğün masraflarına katılmadır.


İslam hukukunun kaynakları (şer-i deliller)

Kitap:
İlgili hüküm varsa uygulanacak ilk norm kuran-ı kerim dir. Kurandaki hukuk ayetleri daha çok genel prensipler ve özel hükümler halindedir. Diğer kaynaklara ihtiyaç bundandır. Kuran bilimine fıkıh denir.

Sünnet:
Kaynak olarak ikinci sıradadır. Sünnet hz. Peygamberi sözleri (sözlü sünnet), davranışları (fiili sünnet), veya başkalarının söz ve davranışlarını onaylaması (takriri sünnet)’dir. Hz. peygamberin bütün söyledikleri değil peygamber olarak söyledikleri, yaptıkları, onayladıkları , kaynak olan sünnettir.

Tahsis:
Kuranda hükmün kapsamını daraltmadır.

Takyit:
Mutlak hükmü kayıtlandırmadır.
Hz. Peygamber zamanında kuranla karışmaması için sünnetler yazıya geçirilmemiştir. Bu ilk emevilerde denenmiş, hicri ikinci asrın ortalarında büyük çalışmalar oluşmuştur. İmam malik: muvatta, Ahmet b. Hanbel: müsned

Kutub-i sitte:
buhari, Müslim, ebu davud, ibn mace, tirmizi, nesai,

Sünnet 2 kısımdan ibarettir.Senet ve Metin.
Metin:
Hz.peygamberin söz ve davranışlarını anlatan asıl kısımdır.

Senet:
Metni ilk kaynağından 3. asrın ortalarına kadar getiren kimselerin (raviler) isim zinciridir.
senetteki ravi sayısına göre hadisler 3’e ayrılır.

*mütevatir hadis:hicri 3. asra kadar her nesilde yalan üzerine birleşmeleri mümkün olmayan çok sayıda ravi tarafından rivayet edilen hadistir. Genelde fiili sünnetler oluşturur.örn;namaz, hac

*meşhur hadis:1. ve 2. nesilde bir veya iki kişi tarafından rivayet edilmiş, sonraki nesillerde çok sayıda kimse tarafından rivayet edilen hadislerdir.

*ahad(birli) hadis: her nesilde bir kişi tarafından rivayet edilen hadistir. Hukuk kaynağı olarak şafi, haneli, kaynak kabul ederken, hanifi maliki mezhepleri belli şartlarda kabul etmektedirler.
Senedinde kopukluk olp olmamasına göre hadisler 2!ye ayrılır:

*muttasıl hadis: senedinde hiç kopukluk olmayan hadistir.

*munkati hadis: senedinde kopukluk olan hadistir.bunu özel bir türü olarak 1. ravisi, yani Hz peygamberden doğrudan dinleyen sahabenin adının olmadığı hadise de mürsel hadis denir.



İcma:
islam hukukçularının herhangi bir dönemde bir mesele üzerinde görüş birliğine varmalarıdır.
İcmanın esas itibariyle kitap, sünnet veya tartışmalı olmakla betraber islam hukukunun diğer kaynaklarından birine dayanması gerekir.bu bakımdan icmayı müstakil bir kaynak saymamak de mümkündür.ancak icmai dayandığı kaynağa kesinlik kazandırması ve ahad hadis gibi kati olmayan bir kaynağa katiyet kazandırdığından 3. kaynak sayılır.

*sarih icma:
Bütün hukukçuların görüş bildirmeleri ve ve görüşlerinin aynı noktada birleşmesi durumudur.

*sukut-i icma:
Bazı huukçuların açıkça görüş bildirmeleri ve diğerlerinin de buna karşı çıkmaları durumudur. Hanefiler bunu kaynak kabul eder, şafiler etmez.
Hülefa-i raşidin dönemindeki icmalar sarihtir, çSnkü bütün hukukçular medinedeydi. Bunlar ameli icma; uygulama birliğiydi.Sonraki dönemlerde icmanın uygulama alanı kalmamıştır denebilir.



Kıyas:
Kelime anlamı ölçme ve eşitlemedir. İslam hukukunda hakkında; kitap, sünnet ve icmada hüküm bulunmayan hallerde meseleyi aralarındaki ortak illetten dolayı hakkında hüküm bulunan meseleye benzetme ve bunun hükmünü yeni meseleye taşımadır.hakkında hüküm bulunan meseleye makisun aleyh, hüküm bulunmayan meseleye makis, gerekçeye illet, sonuca hüküm denir.
Kıyasa dayanılarak kıyas yapılması çoğunlukla kabul edilmemiştir.İllet çoğu zaman açık olmadığından mezhepler aynı konuda farklı nedenler illet olarak gösterebilmişlerdir. Bir kısım hukukçular kıyasın diğer 3 kaynağın uygulama alanını genişlettiği için ayrı bir kaynak olmadığını savunur.ancak genelde hukukçular kıyasın ayrı bir kaynak olarak sayarlar. Şiiler, nazzamiler, zahiriler kıyası kaynak kabul etmezler.



İstihsan:
Kıyasla sabit olan bir hükümden ayrılıp başka bir kıyasa başvurma işlemi veya özel bir meselede genel kuraldan ayrılıp farklı bir kuralı benimsemedir. İstihsan yapabilmek için farklılığı gerektiren bir delil bulunmalıdır.


SOSYOLOJİ
KÜLTÜR:
Bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, örf-adetlerden, ve insanın toplumun bir üyesi olarak elde ettiği tüm yeteneklerden oluşmuş karmaşık bütündür.Daima değişen dinamik bir içeriktir.
Kültür değişikliğini etkileyen 3 temel etmen:
-Toplumun işgal ettiği ekolojik alanda değişiklik
-Değişik kültür özelliklerine sahip toplumlarla temaslar
-Gelişim yoluyla toplumda meydana gelen değişimler

Kültürün fonksiyonu:
Grup hayatını düzenler, insanların birbirleriyle ilgi ve ilişkilerini belirler.insanların sosyal ihtiyaçlarının tatminini siste matize eder.

Joseph, fhister’e göre kültürün fonksiyonu:
-Bir toplumu diğerinden ayırmak için bir markadır.
-Toplumun değerlerini bütünleştirir, sistematikleştirir.
-Dayanışmayı sağlar.
-Sosyal kişiliğin belirip oluşmasını sağlar.
-Sosyal yapının bir kopyasını verir.

♦ kültürün nispiliği:
Kültür unsur ve özelliklerinin fonksiyonu ve anlamı, içinde bulunduğu topluma göredir.kültür, toplumun asli ihtiyaçları etrafında oluşan insan tavır ve hareketleridir.bu tavır ve hareketlerin toplumdan topluma farklılık göstermesine kültürün nispiliği denir.örneğin; Türkiye’de kızlar evlenene kadar bekaretini korurken, Gine’de durum tam tersinedir.

♦ kültürün sınıflandırılması:
Uygar kültür: yazılı bir dile, bilime, felsefe ve yüksek derecede uzmanlaşmış karmaşık teknolojiye ve siyasal sisteme sahip kültürdür.sadece kültürün bir türüdür, uygar kültüre sahip olmayanlara kültürsüz denemez.

Sarih kültür: insanların bölüştükleri kültür karmaşığının farkında olmalarıdır.örn sofra adetleri
Zımni kültür: insanların bölüştükleri kültür karmaşığının farkında olmamasıdır.örn dört yaşındaki çocuğun gramer bilmeden dili düzgün kullanabilmesi.

Yaşayan kültür: insanların içine girdikleri ve uyguladıkları kültürdür.
Ölü kültür: kaybolmuş sanatlardan, hukuktan ve diğerlerinden oluşmuş uygulanmayan kültürdür.

İdeal kültür: kültür içindeki normların, kuralların belirlediği kültürdür.
Gerçek kültür: fiilen söz konusu kurallar dışında uygulanan kültürdür.

♦ alt kültür:
Bir toplumda (ileri derecede, ilkel olmayan çağdaş toplum) aynı bir tüm kültür içindeki; kültür fakları, bazı kendine özgü, toplumun diğer kısmının bölüşmediği kültür özellikleridir.
Alt kültürün unsurları; kendine özgü değerler, tutumlar, normlar, özetle sosyo-yapısal değişiklikler biçiminde kendini gösterir.örn meslek,din, milli, bölgesel, yaş, cinciyet…
Alt kültürler tüm kültürden ancak kısmen farklı olabilir, her zaman tüm kültüre zarar vermez.

♦ karşı kültür:
Tüm kültürün bazı değer ve unsurlarını reddetmek isteyenlerin; sanat, spor, eğlence alanlarında meydana getirmeye çalıştıkları içeriklerdir.tüm kültüre bir isyan niteliğindedir.bunlar varlığını sürdürememekte, tüm kültür bunlarda bazı değişiklikler yaparak bunları ortam içinde benzeştirir.örn popçuların ün kazanması

♦ kültür taassubu:
Kişinin kendi grup kültürünü, duygusal tepkileri ve estetik, ahlaki yapıları bakımından temel alması, diğer kültürlere bu gözle bakmasıdır.vatanseverlik ve milliyetçiliği güçlendirir, yabancı hayranlığının tam tersidir.

♦ akültürasyon:
farklı kültür geleneklerine sahip olan toplumların çeşitli nedenlerle bir araya geldiklerinde meydana gelen değişmelerin bir türüdür.akültürasyon, bir grup ya da ferdin başka bir kültürün özelliklerini elde etmesidir.bunun sebebi doğrudan doğruya ve sürekli temastır. Burada iki olay vardır:
-kültürlerin karışması
-kabul alınan kültür özelliklerinin eskisinin yerine konulması
Akültürasyon, genelde bir gücün veya istilacı bir toplumun baskısıyla gerçekleşir.örn Amerikalıların zencileri zorla Hıristiyanlaştırması

♦sosyalleşme:
İnsanların içinde bulundukları kültürü öğrenmeleri ve yeni kulaklara aktarmaları sürecidir.
-Haklı sosyalleşme: kişiden evvelce bu konuda sosyalleşmiş olması beklenmez, toplumun buna ihtiyacı vardır.örn okula başlayan öğrenci
-haklı olmayan sosyalleşme: bu halde kişiden önceden kendisinden bekleneni öğrenmiş olması beklenir.örn çocuğuna iyi babalık yapamayan baba
-tekrar (yeniden) sosyalleşme: sosyalleşmede rolünü yanlış öğrenmiş kişilerin, bunun düzeltilmesi için gereken sosyalleşmedir.örn suçlunun ıslahı
Bazı kişilerin toplum taleplerine uygun davranmaması, sosyalleştirici organlarının örnek ve tarifleri uygun öğretememesi veya yanlış öğretmesi ve önceden öğrenilenin sonradan öğrenilenle çelişmesi sosyalleşmenin başarısızlığının nedenleridir.
Uygunsuz sosyalleşme nedenleri: kalıtım, grup, tabii çevre, kültür.

♦ grup:
İnsanların ortak amaca ulaşmak için aralarında belli derecede bir işbirliği kurup birbirleriyle sosyal ilişkilere girişerek yapısı, büyüklüğü değişen az veya çok sayıda insan topluluğudur.
Özellikleri:
-kendi içinde tabakalaşma vardır.
-bireyin grup içinde kendine özgü rolleri vardır.
-üyeleri arasında sosyal ilişki vardır.
-ortak tavır ve hareket birliği vardır.
-ortak değer ve yararlar vardır.
-üyelerin bölüşülmüş görevleri vardır.
-insan ihtiyaçlarını gidermek için kurulur.
-süreklidir.
-iktidar örgütlenmesi ve dağıtılması vardır.

♦ yığın:
Sosyal gruplardan faklı olarak bunlara giren kişiler arasında karşılıklı bağlılık, tavır ve hareketlerde aynı standartların uygulanması, aynı norma uyma gibi bir harç, birleştirici unsurlar yoktur. Örn otobüs durağında bekleyen insanlar


♦ kitle:
Aynı uyarıdan etkilenmekle beraber fizik yakınlığı bulunmayan kimselerin oluşturduğu toplumsal kategorilerdir.örn hürriyet gazetesi okurları

♦ azınlık:
Toplumun bir kısım üyelerinden belirgin farklılıkları nedeniyle ayırt gözetimine konu edilen kişilerden oluşan kategorilerdir. Örn Nazi’de Yahudilerin koluna bant takılması

♦ bütünleşme:
Grubun varlığını sürdürmesi, yani üyelerin grup içinde bir arada kalabilmeleri için etki yapan ve faaliyette bulunan kuvvetlerin tümüdür. Üyelerin birbirleriyle uyum sağlaması, kenetlenmesiyle grupta bir istikrarın sağlanmasıdır.bunu lider ve disiplin sağlar.
-normatif bütünleşme: bir topluma girenlerin eylem ve davranışlarını o toplumun normları ilr koordine etmesiyle oluşan bütünleşmedir.
-fonksiyonel bütünleşme: bir gruba giren kişiler, faklı roller oynar ve değişik fonksiyonları yerine getirir.bu fonksiyonların birbirini tamamlamasıyla oluşan bütünleşmedir.
-ulaştırma, haberleşme, iletişimden doğan bütünleşme.
Bütünleşmeyi etkileyen grup özellikleri:
-grubu oluşturan üyelerin sayısı
-homojenlik (bütünün parçalarının birbirine benzemesi)
-fizik yönden hareketlilik
-üyeler arasında aykırı ve çekişmeli menfaatlerin bulunması


♦ benzeşme:
Değişik etnik geçmişlere sahip bulunan kişilerin baskı ve güçten arık olarak daha geniş bir toplum hayatı içinde, sanki önceden beri o grup mensupları imiş gibi ilişkilere girmeleri ve bunu sürdürmelerini sağlayan süreçtir.benzeşmede iki taraf da zor kullanmadan, kendiliğinden birbirinden etkilenmesi vardır, sonuç itibariyle bu da bir akültürasyondur.


♦ küçük gruplar:
-üyeleri sınırlı sayıdadır.
-üyeleri yüz yüze ilişkilerde bulunurlar.
-aile içinde oluşabilirler
-genelde ilk gruptur ancak her küçük grup ilk gruptur denemez.

♦ ilk gruplar:
-sempatik ilişkiler, sevgi, aşk gibi duygularla oluşurlar.
-üyeler arasında kuvvetli bir dayanışma vardır.
-işbirliği basit ve doğrudan doğruyadır.
-duygusallık ön plandadır.
-kişiler, kişiliklerinin bütün yönleriyle katılılar.
Yararları:
-sosyalleşmeyi sağlar.
-bütünün parçası olma bilincini sağlar.
-kendiliğinden teşvik unsurunu sağlar.
-grubun etkileşimi başkalarını da etkisi altına alır.
Zararları:
-insanı etkisi altına alarak baskıcı olabilir.
-kişiliği geri plana itebilir.
-disiplin azalabilir.
-Resmi kurumlarda iş aksamaları olabilir.
-bölgecili, bölücülük etkisi yapabilir.


♦ ikinci gruplar:
-ilişkiler daha çok kategorik olarak gelişir.
-akla yani, rasyonelliğe dayanır, duygu ikinci plandadır, hatta yoktur.
-kişiler kişiliklerinin bir yönüyle katılırlar.
-objektif kurallarla bir arada bulunurlar.
-zamanla ilk grubu oluşturabilirler.


♦ cemaat:
Aileler ve diğer sosyal birimlerden oluşmuş ve gündelik ihtiyaçlarının büyük kısmının tatmini hususunda biri diğerine karşılıklı bağlı, tabi ve birbirine yakın yerlerde yerleşmiş insan topluluğudur.kırsal cemaat ve şehirci cemaat diye ayrılır.
Özellikleri:
-coğrafi bir bölgede yerleşmişlerdir.
-fertler birlik ve beraberlik bilincine sahiptir.
-üyeler kolektif örgütlenmiş biçimde faaliyetlerde bulunur.
-kişilerin faaliyetlerini örgütleyen bir sosyal sistem ve ortak kültür vardır.
-birbiriyle bağımlı uzmanlaşmış fonksiyonlardan oluşan bir işbölümü vardır.


♦ menfaat birlikleri:
İnsanları belli birtakım amaçları gerçekleştirmek üzere oluşturdukları uzmanlığa dayalı gruplardır.
Özellikleri:
-üyeler grup için çalıştığından ve sayısı fazla olduğundan birleştirici unsur zayıftır.
-ilişkiler ikinci derecedendir.
-duygu unsuru azdır.
-ilişkiler hukuki, rasyonel ve sosyalleşmeye dayalıdır.
-belirli birtakım ortak amaçlar vardır.
-şekilcilik ve metalik özellikler vardır.

Hısımlık: ilkel toplumlarda ve cemaatçi toplumlarda görülür.bu gün hısımlığın yerini tabakalaşma almıştır.
Klan: kan hısımlığı bulunmayan fakat ortak ecdattan geldiği sanısının yerleşmiş olduğu gruptur.efsane varlıklardan, bitkilerden geldiklerini söylerler.geniş, yayılmış aile niteliği vardır.aynı dinden hısımlık ilişkisi doğmuş olabilir.
Monogami:tek eşlilik
Povidansiyel:çok karılılık
Polingdri: çok kocalılık
Matrilokal: erkeğin kadının evine yerleşmesi
Patrilokal: kadının erkeğin evine yerleşmesi


♦ bilgi toplumu:
Yeni temel teknolojilerin gelişimiyle bilgi sektörünün, üretiminin, sermayesinin, ve nitelikli insan faktörünün önem kazandığı, eğitimin sürekliliğinin ön plana çıktığı, iletişim teknolojileri, bilgi otoyolları, elektronik ticaret gibi yeni gelişmeler ile toplumu; ekonomik, sosyal, kültürel açıdan sanayi toplumunun ötesine taşıyan bir gelişme aşamasıdır.

Bilgi toplumu Sanayi toplumu
-insan sermayesidir -Maddi sermayedir
-gelişimin başlangıcı bilgisayardır -gelişimin başlangıcı buhar makinesidir
-beyin gücüne dayalıdır -insan gücüne dayalıdır
-bilgi ve teknoloji üretimidir -sanayi malları ve hizmet üretimidir
-bireysel ve sürekli eğitim -genel eğitim
-bilgi ağları, bankalar -fabrikalar
-taşımada maliyet önemsizdir -taşımada maliyet önemlidir

♦ sosyal norm:
Sosyal hayatta insanların ve grupların, tavır ve hareketleri bazı kurallara ve otoriteyi belirten standartlara göre örgütlenmiştir.bu standart ve kurallara sosyal norm denir.Toplumun varlığını koruyabilmesi için söz konusu sosyal normları oluşturması ve gerektiğinde değiştirmesi zorunludur.
Özellikleri:
-her toplum, sosyal grup belli bir zaman sonra normatif bir yapı geliştirir.
-normlar içe geçirilmeyle sosyal yapının bir parçası olur.
-insanlar normları grup içinde elde ettikleri tecrübe ve temas sonucu öğrenirler.
-normlara uygun hareketler ödül ve cezalarla sürdürülür.
-normların hepsi eşit önemde değildirler.
-normlar insan faaliyetlerinin her yönüyle ortaya çıkar.
-sosyal normlar fizik dünyanın kanunlarından farklıdır.
Türleri: din normları, ahlak normları, moda kuralları, örf ve adet normları, hukuk normları


♦ anomi: sosyal normların insan faaliyetlerini düzenlemek ve disipline etmek konusundaki güçlerinin yıkılması veya içinde normların mevcut bulunmadığı yahut çelişkili olduğu ve bu nedenle bireyin tavır ve hareketlerini nasıl sevk ve idare edeceğini bilemediği durumdur.

♦moda: örf adetler ve gündelik konular üzerinde sosyal bakımdan onaylanan geçici değişikliklerdir.modanın toplumca kabulü, onaylanması yarar ya da yüksek değerinden değil zevk ve duyarlılığı yönelmiş cevap olmalıdır.esas itibariyle moda tipi yok etmez, üzerinde değişiklik yapar.moda hem geçicidir hem de geleneğe karşıdır.kişileri devamlı değişen dünyaya uyum sağlamaya zorlar, toplumda ortak zevk ve duyarlılığın oluşmasını sağlar. Fakat moda bir kısım gruplarda hayatın asli yöneticisi rolünü elde ederek ahlakı yok edebilir.

Değerlerle sosyal normların farkı:
-normlar belirli şartlar içinde toplum iştiraklerinin neleri yapıp yapamayacaklarını gösterir.değerler durum ve şartlardan bağımsız olan ve arzu olunanı gösterir.
-normlar değerlere göre daha emredicidirler.
-değerler, normlara göre daha geneldirler.

♦ sosyal kontrol:
Toplum üyelerinin diğerlerince beklenilen tarz ve şekilde hareket etmelerini sağlayan ve böylece başkalarının ne tarzda hareket edeceklerini tahmin edebilmemizi sağlayan mekanizmadır.

♦ sapma:
Toplumda bireylere, zamana, alt ve üst toplumsal katlara göre belli bir davranış kalıbına uyum açısından görülen değişikliklerdir.
Sebepleri:
-uygun olmayan ve hatalı sosyalleşme
-zayıf müeyyideler
-kişinin gücünü aşan isteklerle karşı karşıya olması
-normların anlam ve içeriklerinin açık olmaması
-sapmanın gizli olarak gerçekleşmesi konusunda kolaylıklar
-alt kültürlerin sapmayı meşru sayması
-sapıcı nitelikte gruplara içtenlikle bağlılık.


♦ sivil toplum:
Devletten önce gelen, onun içinde yaşayan ama onunla özdeş olmayan hatta ona karşı koyabilen bir tür insan ilişkileri yumağıdır.
Özellikleri:
-bir sözleşme sonucu kurulmaz
-sözleşmenin yapılacağı ortamı yada alanı oluşturur.
-bireylerin kendiliğinden, gelenek ve görenekler uyarınca oluşturdukları özgür birliklerdir.
-yasal ve siyasal kurumlara dayanınca devlete dönüşür.
Amaçları: demokratikleşme, çağdaşlaşma, temel hak ve hürriyeti korumak


♦ sosyal tabakalaşma:
Nüfusun hiyerarşik olarak, yani sosyal manada üst üste gelen sınıflar halinde farklılaşmasıdır.
Kişiler ve gruplar statü hiyerarşisi içindedirler.sosyoloji, statüyü sosyal tabakalaşma piramidi ile anlatır.piramitte alt, orta, üst olmak üzere üç tabaka vardır.
Sosyal tabaka: sosyal özellikleri bakımından birbirine çok yakın yada hemen hemen aynı durumda bulunan insanların oluşturdukları bütündür.
Kapalı tabakalaşma: bir tabakadan diğerine geçiş oldukça zordur.örneğin kast sistemi.kan ve inanç bağı vardır, kastlar arasında altlı üstlü sıralanmadır.ortaçağda hindistanda insanın bir sosyal tabakadan diğerine geçmesi imkansızdır.
Yarı kapalı tabakalaşma: örneğin ortaçağda avrupada meslek birlikleri.bir meslek grubuna ait insanlar, diğer meslek gruplarından ayrıcalıklıdır, farklı haklara sahiptir.
Açık sınıf tabakalaşma:
Sosyal sınıf: aynı sosyal hayat tarzını paylaşan ve bunun bilincinde olan fertlerin meydana getirdiği gruptur.
-dikey hareketlilik: sosyal tabakalar arasında yukarıya veya aşağıya doğru yapılan yer değiştirmesidir.örn memurun yükselmesi, iflas
-sosyal hayat alanında yatay hareketlilik: sırf coğrafi mekan üzerinde olan hareketlerdir.örn şehre göç, mevsimlik işçilerin çalışmaya gitmesi
-sosyal yapıda yatay hareketlilik: aynı sosyal tabaka içinde insanların bir sosyal sınıfa geçmesi halidir.insan eşitliği, demokratiklik bunu kolaylaştırır.
Prestij: sosyal tabakalarda sınırlamada bir ölçüdür.yapılan işten dolayı elde edilen statünün insana kazandırdığı değerdir.


♦ toplumsal değişme:
Toplumsal ilişkilerde, kurumlarda ve yapıda belli bir durumdan yada varlık biçiminden bir başka durum ya da biçime geçiştir.öğeleri; insan, mekan, zamandır.
Nedenleri: kalıtsal, ırksal, doğal, siyasal, ekonomik, demografik, coğrafik.
En önemli neden; insanın bilgisini artırarak doğayı denetim gücünü genişletmesidir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Türk Hukuk Tarihi Ve Sosyoloji" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Savaş Nurullah Kıylık'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
07-02-2013 - 19:13
(4126 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 8 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 8 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
10263
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 3 saat 11 dakika 29 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,49 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 22447, Kelime Sayısı : 2613, Boyut : 21,92 Kb.
* 34 kez yazdırıldı.
* 19 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1583
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04839897 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.