KESİNLEŞEN İCRA TAKİBİNDE FAİZ ORANINA İCRA DAİRESİNİN MÜDAHALESİ
Av. İsmail DUYGULU
1. Özet:
Bu çalışma, icra takiplerinde faiz oranının hukuki kesinliği ve icra müdürlüklerinin yetki sınırları açısından değerlendirilmiş olup, kesinleşen takiplere müdahalenin hukuki güvenlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmada, kesinleşmiş icra takiplerinde faiz oranlarının değiştirilmesine yönelik müdahalelerin hukuki geçerliliği, Yargıtay ve AİHM içtihatları ışığında ele alınmış ve uygulamada doğabilecek sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.
Konu, hukuki güvenlik ilkesi, öngörülebilirlik ve kazanılmış haklar açısından ele alınmış, yargı içtihatları ışığında bir değerlendirme yapılmıştır. Özellikle, takip talebinde faiz oranının belirtilmesine rağmen faiz türünün açıkça yazılmaması durumunda, icra müdürlüğü ve icra mahkemesinin yorum yetkisinin bulunup bulunmadığı analiz edilmiştir.
2.Giriş:
İcra takiplerinde faiz oranlarının belirlenmesi, icra müdürlüğünün ve icra mahkemelerinin yetkileri açısından önemli bir hukuki tartışma konusudur. Özellikle takip talebinde belirtilen faiz oranının yasal faiz mi, ticari faiz mi ya da avans faizi mi olduğu belirtilmemişse, icra dairesi ve icra mahkemesinin bu hususta resen bir belirleme yapıp yapamayacağı noktasında içtihat farklılıkları bulunmaktadır. Bu makalede, kesinleşen icra takibinde takip talebinde yazılı bulunan faiz oranının değiştirilip değiştirilemeyeceği hususu incelenecektir.
Bu konu, hukuki güvenlik, öngörülebilirlik ve icra işlemlerinin kesinliği açısından büyük önem taşımaktadır. İcra işlemlerinde belirsizliklerin azaltılması ve alacaklının takip talebinin bağlayıcılığı ilkeleri doğrultusunda, icra dairelerinin ve icra mahkemelerinin yetki sınırlarını değerlendireceğiz.
3. İcra müdürlüklerinin yetki sınırları:
İcra müdürlüğü, takip talebine uygun ödeme emri düzenlemekle ve yalnızca açık bir
kanun hükmüne aykırı talepler karşısında resen işlem yapabilir. Ancak, faiz oranına ilişkin net bir belirleme olmadan müdahalede bulunamaz.
Eğer takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak faizin türü belirtilmemişse, icra
müdürlüğü kendi takdiriyle yasal faiz, avans faizi veya ticari faiz uygulayamaz. İcra mahkemesi de dar yetkili olup, kesinleşmiş takip talebindeki faiz oranını değiştirme yetkisine sahip değildir.
İtiraz edilmeyerek kesinleşen takipte, takip talebinde talep olunan oran üzerinden faizin
hesaplanması gerekir. İcra takibinde talep edilen faiz oranı belirtilmiş ancak türü açıkça belirtilmemişse, icra müdürlüğü veya icra mahkemesi faiz türü hakkında yorum yapamaz, faiz oranında değişiklik yapamaz. Ancak alacaklı faiz talebini açıkça yasal faiz ya da avans faizi olarak belirtmiş ise, bu faiz oranlarında meydana gelen değişikliklere uyarlı olarak faiz hesabı yapılması gerekir.
İcra müdürlüğü, yalnızca talep edilen faizin türü açıkça belirtilmiş ve bu belirtilen faiz türünün oranının yasal tavanının aşılması, açıkça yasaya aykırı bir faiz oranı içermesi veya takip talebinin kamu düzenine açıkça aykırı olması hallerinde müdahale yetkisine sahiptir. Bunun dışında yorum yoluyla faiz oranına müdahale edemez.
4.Yasal çerçeve ve uygulama:
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 58. maddesine göre takip talebinde, alacağın faiziyle birlikte miktarı belirtilmeli, eğer faiz talep ediliyorsa, faiz oranının ve faizin başlangıç tarihinin de gösterilmesi gerekmektedir.
Borçlu, İİK 62. madde uyarınca ödeme emrine karşı süresinde itiraz etmezse takip kesinleşir ve kesinleşen takip talebinde yer alan faiz oranı artık icra dairesince değiştirilemez. Eğer takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak hangi faiz türü olduğu belirtilmemişse, yasal faiz ya da avans faizi olup olmadığı noktasında icra müdürlüğü veya icra mahkemesi yorum yapamaz.
5. İcra müdürlüğünün yetkisi ve kısıtlamalar:
İcra müdürlüğü, takip talebine uygun ödeme emri düzenlemekle yükümlüdür. Eğer takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak faizin türü belirtilmemişse, icra müdürlüğü kendi takdiriyle yasal faiz, avans faizi veya ticari faiz uygulayamaz. Bu hususta icra müdürlüğünün herhangi bir yorum yapma veya düzeltme yetkisi bulunmamaktadır.
• İcra müdürlüğü, takip talebinde belirtilen faiz oranına müdahale edemez.
• Kesinleşmiş takip talebinde yer alan faiz oranı, borçlunun süresinde itiraz etmemesi
halinde bağlayıcı hale gelir.
• İcra müdürlüğü, ancak talep edilen faiz oranının kanuna aykırı olması durumunda,
konuyu icra mahkemesine taşıyabilir.
6. Yasal cerçeve ve uygulama:
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 58. maddesine göre, takip talebinde, alacağın faiziyle birlikte
miktarı belirtilmeli, eğer faiz talep ediliyorsa, faiz oranının ve faizin başlangıç tarihinin de gösterilmesi gerekmektedir.
İİK 62. madde uyarınca, borçlu ödeme emrine karşı süresinde itiraz etmezse takip
kesinleşir ve kesinleşen takip talebinde yer alan faiz oranı artık icra dairesince değiştirilemez.
Eğer takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak hangi faiz türü olduğu belirtilmemişse,
yasal faiz ya da avans faizi olup olmadığı noktasında icra müdürlüğü veya icra mahkemesi yorum yapamaz.
7. Yargı kararları çerçevesinde değerlendirme:
a) Takip dairesinin uygulamaları ve hatalı uygulamalar:
Takip alacaklısı, faiz oranını açıkça “yasal faiz” veya “avans faizi” olarak
belirtmeksizin icra takibi başlatmıştır.
Takip alacaklısının talep ettiği, yasal ya da avans faizi sözünü kullanmaksızın, yasal
veya avans faiz oranı ile değişik bir akdi ya da doğrudan faiz oranı belirleyerek icra takibi yapmış.
Takip dairesi, faiz oranı belirtilmiş ancak türü belirtilmemiş olduğu halde, kapak hesabını yaparken, kesinleşen takipteki faiz oranını değişen yasal faiz ya da avans faizi oranından hesaplamıştır.
Takip alacaklısı takip dairesinin bu kararına karşı, borçlular aleyhine Antalya 1.İcra Müdürlüğünün 2007/7764 esas sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun emekli maaşına haciz konularak dosya borcu ödenmekteyken müdürlükçe borçlular tarafından itiraza konu edilmeyen aylık % 10 ve yıllık % 120 akdi faiz talebi kesinleşmiş talep olduğu halde, dosya infaz olmuş gibi icra müdürlüğünün değiştirme, uygulamama, değişen oranlarda yasal faiz uygulama ve buna göre dosya hesabı yapma hak ve yetkisi yokken, fazla tahsilat yapıldığından bahisle fazla tahsilatın borçluya iadesine ilişkin karar verildiğini, müdürlük işleminin hatalı olduğunu belirterek, bu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle icra mahkemesine şikayette bulunmuştur.
b) İcra Hukuk Mahkemesi kararı:
İcra Hukuk Mahkemesi, 2015/218 Esas ve 10.06.2015 tarihli 2015/554 karar sayılı kararında, bilirkişi raporuna göre icra müdürlüğünce verilen karar hatalı olmadığından, bilirkişi raporu mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan davacının davasının reddine karar verilmiştir.
c)Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin tutumu:
Karar tarihi itibariyle henüz istinaf mahkemeleri göreve başlamadığı için, kararın
temyizi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin kararlarına göre, eğer takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak türü (yasal faiz, avans faizi veya ticari faiz) açıkça belirtilmemişse, itiraz edilmeyerek kesinleşen faiz oranı üzerinden tahsilat yapılmalıdır, demiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2015/24218 esas ve 27.01.2016 tarihli 2016/2342 karar sayılı kararında;
"Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının takip tarihi itibariyle yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.
İcra takibinde, alacaklı tarafından talep edilen aylık %10 faiz oranının türü belirtilmediği gibi takip tarihi itibariyle yasal ve ticari faiz oranlarının da üzerindedir.
Bu nedenle alacaklının ticari faiz istediği sonucuna varılamayacağından itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekmekle, mahkemece değişen oranlarda avans faizi oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna dayalı olarak şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir." Denilerek, derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin anılan kararına göre Yargıtay, icra takiplerinde talep
edilen faiz oranının cinsinin belirtilmemesi durumunda, icra müdürlüğünün resen faiz türünü değiştiremeyeceği belirtilmiştir. Özellikle, talep edilen faiz oranı takip tarihinde yürürlükte olan yasal veya ticari faiz oranlarına denk gelmiyorsa, icra müdürlüğünün veya icra mahkemesinin bu oranı avans faizi veya yasal faiz gibi yorumlayarak değiştiremeyeceği vurgulanmıştır.
Bu karar, icra takibinin kesinleşmesiyle birlikte takip talebinde belirtilen faiz oranının uygulanması gerektiğini ve icra müdürlüğünün bu konuda takdir yetkisi olmadığını ortaya koymaktadır.
d)İcra hukuk mahkemesinin direnme kararı:
Yargıtay’ın bozma kararına rağmen, Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/301
esas ve 08.06.2016 tarihli 2016/554 karar sayılı kararı ile önceki kararında direnmiş ve
“Şikayet konu takipte yıllık %120 sözleşme faizi birlikte asıl alacak talep edilmişse de ilamsız takip yapıldığı, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 88 ve 120 maddeleri ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu Yürürlük ve Uygulama Şekli hakkındaki Kanunun 7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde takipten sonraki dönem için vekalet ücreti nedeniyle yapılan ilamsız takipte ancak yasal faiz isteyebileceği bu faiz oranınında %9 olduğu ve bu faizinde yukarıda belirtilen kanun maddeleri gereğince %100 oranında arttırabileceği bununda %18 faiz oranına isabet ettiği ancak icra müdürlüğünce avans faizi üzerinden hesaplama yapıldığı, buna da alacaklının şikayet ettiği, borçlunun icra müdürlüğünce bu işleme karşı şikayetinin olmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar” vermiştir.
Temyiz başvurusu nedeniyle, dosya doğrudan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gitmiştir.
e)Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararı:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gitmiştir. Hukuk Genel Kurulu, uyuşmazlığı,
“Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; itiraz edilmeyerek kesinleşen genel haciz yolu ile ilamsız takip talebinde takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %10,00 aylık faiz ile tahsil talebinin bulunması karşısında 26.02.2015 tarihli dosya hesabında yıllık %120 oranı üzerinde mi yoksa değişen oranlarda avans faizi oranları üzerinde mi hesaplama yapılması gerektiği” noktasında değerlendirmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/12-715 esas ve 1910.2021 tarihli 2021/1250 karar sayılı kararında;
“12. Genel haciz yolu ile takip, alacaklının icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlar. Takip talebinin geçerli olabilmesi ve buna dayanarak icra müdürünün borçluya ödeme emri gönderebilmesi için takip talebinde bulunması gereken kayıtlara takip talebinin şartları denir. İİK’nın 58. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendine göre ‘Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi’ takip talebinde bulunması gereken kayıtlardan biridir. İİİK’nın 60. maddesine göre icra müdürü takip talebinin İİK’da öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenleyerek bunu borçluya gönderir.
13. Genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlu İİK’nın 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir.
14. Takip talebindeki faiz oranına ödeme emrine itiraz süresi içerisinde itiraz edilmezse, takip talebinde belirtilmiş olan faiz oranı kesinleşir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 199).
15. Takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticarî faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir (Kuru, s. 201). Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticarî faiz oranlarından birine denk gelmemesi hâlinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.
16. İcra müdürlüğünce yapılacak hesap işlemi sırasında uygulanan faiz oranının takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı İİK'nın 16. maddesi kapsamında şikâyete konu edilebilir. İcra mahkemesince kesinleşen faiz oranına göre değerlendirme yapılması gerekir.
17. Diğer taraftan 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nın 88 ve 120. maddelerinde akdi faiz ile temerrüt faizine sınırlamalar getirilerek, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 7. maddesinde görülmekte olan davalara ilişkin olarak, ‘Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76 ncı, faize ilişkin 88 inci, temerrüt faizine ilişkin 120 nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138 inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır’ hükmü düzenlenmiştir. İcra takibi derdest bir dava olmadığından, belirtilen yasal düzenlemelerin kesinleşen icra takibinde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Hangi tarihten itibaren hangi oranda faiz uygulanması gerektiği hususları genel mahkemelerde yapılan yargılama sonucunda belirlenebilecek olduğundan dar yetkili icra mahkemesinin anılan konularda yargılama yaparak sonuca varması mümkün değildir. Dolaysıyla genel mahkemece verilen bir kararın bulunması hâlinde bu hususlar dosya hesabında dikkate alınabilir.
18. Açıklanan bu yasal düzenlemeler ve ilkelere göre somut olay incelendiğinde; alacaklı tarafından 25.06.2007 tarihinde borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, takip talebi ve örnek (7) nolu ödeme emrinde 5.000,00TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %10 aylık faizi ile tahsilinin istendiği, faiz cinsinin belirtilmediği, ödeme emrinin borçluya 06.07.2007 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu tarafından takibe itiraz edilmeyerek takibin bu hâli ile kesinleştiği, icra müdürlüğünün 26.02.2015 tarihli işleminde TBK’nın 120. maddesinin 2. fıkrası ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2. maddesi gereğince takip talebinde istenen 5.000,00TL’ye değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
19. Şu hâle göre takip talebinde alacaklı tarafından talep edilen aylık %10 faiz oranının türü belirtilmediğinden ve istenen faiz oranı takip tarihinde uygulanan yasal veya ticarî faiz oranlarından birine denk gelmediğinden alacaklının değişen oranlarda avans faizi istediği sonucuna varılamaz. O hâlde itiraz edilmeyerek kesinleşen (%10 aylık faiz) yıllık %120 oranı üzerinden dosya hesabının yapılması gerekir.
20. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, icra müdürünün emredici hüküm olan TBK’nın 88 ve 120. maddelerini re’sen gözeterek icra dosyasında bakiye borç hesabı yapması gerektiğinden takip tarihinden TBK’nın 120. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihine kadar takip talebinde istenilip kesinleşen aylık %10 faiz oranı üzerinden, 01.07.2012 tarihinden şikâyete konu dosya hesabının yapıldığı 26.02.2015 tarihine kadar ise TBK’nın 120. maddesinde belirlenen tavan faiz oranı sınırlarını geçmeyecek şekilde hesaplama yapılması gerektiğinden direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş, Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
21. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” Diyerek, derece mahkemesinin direnme kararını bozmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bu kararına göre, icra takiplerinde faiz oranının belirlenmesine ilişkin önemli bir içtihat oluşturmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak faiz türü (yasal faiz, avans faizi veya ticari faiz) açıkça belirtilmemişse, icra müdürlüğü ve icra mahkemesinin bu hususa müdahale edemeyeceğini ve değişiklik yapamayacağını vurgulamıştır.
f)İcra hukuk mahkemesinin son kararı:
Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/352 esas ve 24.08.2022 tarihli 2022/765 karar sayılı kararı ile
“Mahkememizce Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2015/24218 E 2016/2342K sayılı ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamında bahsedilen gerekçeler ile dava konusu takip dosyasında itiraz edilmeyerek kesinleşen faiz oranı üzerinden dosya hesabının yapılması gerektiği kanaatiyle , icra müdürlüğünün şikayet konusu 26/02/2015 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş” denilerek, takip dairesinin takipte kesinleşen faiz oranına müdahalesini iptal etmiştir.
MAHKEMESİ ESAS / KARAR NO ORTAYA KONULAN KURAL
Yargıtay 12. HD. 2015/24218 E. Kesinleşmiş takipte faiz oranı
2016/2342 K. değiştirilemez.
Yargıtay HGK. 2017/12-715 E. Faiz türüne dair yorum getirilemez.
2021/1250 K.
8. Öne Çıkan Hususlar:
Kesinleşmiş Takipte Faiz Oranına Müdahale Edilemez
Kesinleşen takipte faiz oranı değiştirilirse şu hukuki sakıncalar ortaya çıkar:
a.Kesinleşen takipte faiz oranı değiştirilemez:
Eğer takip talebinde belirtilen faiz oranına ödeme emrine itiraz edilmemişse, bu oran
kesinleşmiş olur ve icra müdürlüğü veya icra mahkemesi bu oranı değiştiremez. Kesinleşen faiz oranı değiştirilirse aşağıdaki hukuki sakıncalar ortaya çıkar:
Hukuki güvenlik ilkesi ihlal edilir.
Alacaklının kazanılmış hakkı zarar görür.
Borçlu ve alacaklı arasındaki denge bozulur.
İcra takip süreçleri karmaşık hale gelir ve icra müdürlükleri keyfi uygulamalara
açık hale gelir.
Bu nedenle, kesinleşmiş takipte faiz oranı değiştirilmesi yönündeki işlemler, hem Yargıtay içtihatları hem de Anayasa Mahkemesi kararlarıyla hukuka aykırı bulunmuştur.
b.İcra Müdürlüğünün Yetkisi: İcra müdürlüğü, icra takip taleplerinde yer alan faiz oranını değiştiremez, yorum yapamaz veya farklı bir faiz türü uygulayamaz.
c. İcra Mahkemesinin Dar Yetkisi: İcra mahkemesi, kesinleşmiş icra takiplerinde faiz
oranı konusunda yeniden değerlendirme yapamaz.
d. Borçlunun İtiraz Etme Yükümlülüğü: Borçlu, takip talebinde belirtilen faiz
oranının türüne ilişkin bir itirazı süresinde yapmamışsa, bu oran kesinleşmiş olur ve daha sonra avans faizi veya yasal faiz uygulanmasını talep edemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kesinleşen icra takiplerinde icra müdürlüğü ve icra mahkemelerinin faiz oranına müdahale yetkisi olmadığını belirterek, kesinleşmiş takipte faiz oranının değiştirilmesine yönelik taleplerin reddedilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Böylelikle icra takiplerinde faiz oranı takip talebinde belirtilmiş ancak türü belirtilmemişse, icra müdürlüğünün veya icra mahkemesinin faiz türüne ilişkin bir belirleme yapamayacağını net bir şekilde ortaya konulmuştur.
9. Uluslararası hukukta faiz oranının belirlenmesi:
AİHM kararları, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini vurgulamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, hukuki belirlilik ve
öngörülebilirlik ilkeleri vurgulanmıştır. Özellikle, Brumărescu v. Romania (28342/95, 28.10.1999) kararı gibi kararlar, kesinleşmiş icra takiplerine yapılan müdahalelerin hukuka aykırı olduğunu ortaya koymaktadır.
Almanya'da icra müdürlükleri yalnızca açık bir hukuka aykırılık varsa müdahale edebilirken, Fransa’da icra mahkemeleri kesinleşen takiplerde yetkisizdir.
Bu bağlamda Türk hukukundaki uygulama Avrupa hukuku ile paralellik göstermektedir.
MAHKEMESİ ESAS / KARAR NO ORTAYA KONULAN KURAL
AİHM Brumărescu v. Romania, Kesinleşmiş icra takiplerine müdahale hukuka
28342/95 aykırıdır.
10. Oluşabilecek hak kaybı:
Kesinleşmiş takipte faiz oranı değiştirilirse, borçlu-alacaklı dengesi bozulur,
hukuki öngörülebilirlik zedelenir ve icra işlemleri keyfi hale gelir.
Kesinleşmiş takipte faiz oranı değiştirilirse şu hukuki sakıncalar ortaya çıkar:
• Hukuki güvenlik ilkesi ihlal edilir.
• Alacaklının kazanılmış hakkı zarar görür.
• Borçlu ve alacaklı arasındaki denge bozulur.
• İcra takip süreçleri karmaşık hale gelir ve icra müdürlükleri keyfi uygulamalara açık
hale gelir.
Takip dairesi bu kez, takip borçlusunun emekli maaşı üzerindeki haczi kaldırdığı için, yeniden maaşına haciz konulması için takip borçlusunun muvafakat vermesi gerektiğini ileri sürerek, takip borçlusunun maaşına haciz konulmasını kabul etmemiştir. Böylelikle yargı eliyle takip alacaklısının hak kaybı oluşmuştur.
11. Öneriler:
a.Takip talebinde faiz oranı belirtilirken türü açıkça yazılmalıdır.
b.İcra müdürlükleri yetki sınırlarını aşmamalı ve kesinleşmiş icra takiplerine müdahale
etmemelidir.
c.Mevzuatta bu konudaki tereddütleri giderecek açık düzenlemeler yapılmalıdır.
Yasal değişiklikler ve içtihat gelişmeleri dikkate alınarak uygulamada net
bir çerçeve oluşturulmalıdır. İcra ve İflas Kanunu’na, ‘takip talebinde faiz oranı belirtilmiş ancak türü açıkça belirtilmemişse, icra müdürlüğü bu hususta yorum yapamaz ve faiz türü alacaklının lehine olacak şekilde yasal faiz olarak kabul edilir’ şeklinde bir hüküm eklenmesi uygulamada doğabilecek uyuşmazlıkları önleyebilir.
İlgili içtihatlara ve uluslararası hukuk normlarına uygun olarak, mevzuatta açıklık sağlanmalı ve icra müdürlüklerinin yorum yetkisi sınırlandırılmalıdır.
12. Sonuç:
Sonuç olarak, kesinleşmiş icra takiplerinde faiz oranına müdahale edilmesi, hukuki güvenliği zedeleyen bir durumdur.
İcra müdürlüğü ve icra mahkemelerinin yetkisiz olduğu açıktır.
Yargıtay içtihatları ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, icra müdürlükleri ve icra mahkemelerinin bu konuda yetkisiz olduğu açıktır.
Kesinleşmiş icra takiplerinde faiz oranına müdahalenin hukuka aykırı olduğu açıktır.
Bu tür müdahaleler, hukuki öngörülebilirliği ihlal eder ve tarafların hak kaybına sebep
olur.
Bu nedenle, takip kesinleştikten sonra, faiz türüne yönelik icra müdürlüğü veya icra mahkemesinden farklı bir faiz oranının uygulanmasını talep etmek mümkün değildir.
Kaynakça
Mevzuat:
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu,
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu,
3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun,
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun,
Yargıtay Kararları:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2015/24218 Esas, 2016/2342 Karar (27.01.2016)
“Kesinleşmiş takipte faiz oranı değiştirilemez.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/12-715 Esas, 2021/1250 Karar (19.10.2021)
“İcra mahkemesi, takip kesinleşmişse faiz türüne yorum getiremez.”
Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi, 2022/352 Esas, 2022/765 Karar (24.08.2022)
“Takip kesinleştiyse faiz oranı aynen uygulanmalıdır.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları:
Brumărescu v. Romania, 28342/95, 28.10.1999
“Kesinleşmiş icra takiplerine yapılan müdahaleler hukuka aykırıdır.”
Akademik Kaynaklar:
Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013.
Gökyayla, Emre: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2018.
Postacıoğlu, İlhan: İcra ve İflas Hukuku Dersleri, İstanbul 2020.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Kesinleşen İcra Takiplerinde Faiz Oranına İcra Dairesinin Müdahalesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı İsmail Duygulu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
* Son okunma 2 saat 16 dakika 10 saniye
önce.
* Ortalama Günde 15,14 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 24019, Kelime Sayısı : 2945,
Boyut : 23,46 Kb.
*
Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2271