Yeni Türk Ceza Kanunu Düzenlemesinde
ÖNÖDEME
I- GENEL OLARAK
Ceza Hukukunda esas amaç, davaya konu olan suçla ilgili maddi gerçeği ortaya çıkarmak ve gerçek suçluyu cezalandırmaktır. Fakat maddi gerçeği bulmak ve suçluyu cezalandırmak çoğu zaman re-sosyalizasyon açısından faydalı olmayacağı gibi, mahkemeleri iş yükü altında boğmaktan öteye geçmeyecektir[1]. Bu da Ceza Hukukunda yaptırım açısından, cezalara (hapis cezası ve adli para cezaları) seçenek bazı kurumlar ihdas edilmiştir. Zaten 765 sayılı Türk Ceza Kanunun önödemeyi düzenleyen 119. maddesinin gerekçesinde bu konuya şu şekilde değinilmektedir. “mahkemelere intikal eden işlerde önemli ölçüde azalma sağladığı ve mahkemelerin diğer işleriyle yeterli şekilde ilgilenmelerine imkân vereceği” şeklinde değinilmiştir[2].
Gerçekten önödeme mahkemeleri gereksiz iş yükünden kurtarmak adına getirilmiş bir kurum olmasının yanında; bir suçun işlenip işlenmediğini, suçu işleyeni bulmak ve isnatları çözüme kavuşturma adına yapılması gereken ceza muhakemesinden vazgeçip, ekonomik bir yaptırım uygulamak, mevzuatımıza özgü bir nitelik arz etmektedir[3].
Kamu davasını düşüren sebeplerden biri olan ön ödeme en kısa şu şekilde tanımlanabilir: “Cezanın yukarı sınırının belirli bir ceza miktarını aşmadığı durumlarda, ödenecek parasal bir bedel karşılığında kamu davasının açılmasını önleyen veya açılmış ise düşüren bir kurumdur”[4].
Önödeme[5]; suç isnat edilmiş kimsenin belirli bir miktar para cezasını ödeyerek, kamu davasının açılmamasını veya açılmış bir davanın düşmesini ortaya çıkaran bir müessesedir[6]. Buna göre savcı veya hâkim tarafından belirlenen bir parayı belirli bir süre içinde ödenmesi durumunda, kişi hakkında kamu davası açılmayacak veya açılmış ise ortadan kaldırılması sağlanacaktır[7]. Ön ödeme kural olarak yargılamasız cezalandırma müessesesidir[8]. Fakat dava açıldıktan sonra da bu kurumun uygulanması mümkündür[9]. Önödeme yapılması non bis in idem[10] ilkesi açısından etki doğurur. Yani bu durumda ödemeyi gerçekleştiren kişi hakkında aynı olay nedeniyle, cezai bir takibat yapılamaz, yaptırım uygulanamaz[11].
Bir suç işlendikten sonra devletin, cezalandırma hakkı doğar. Önödeme devletin bazı hafif suçlar için kamu davasının ortadan kalkmasını sağlayan bir kurumdur. Bunun amacı; suçlu kişiyi cezaevinin olumsuz sonuçlarından korumak, devletin masraflarını azaltmaktır[12].
Önödeme hakkında; doktrinde farklı görüşler ortaya atılmıştır. Bunlardan ilki; ön ödemeyi yargılamasız cezalandırma kurumu olarak nitelendirmektedir[13]. Buna göre önödeme kapsamındaki bir suç için önödeme teklifinin ardından sanığın belirtilen bedeli ödemesi ile hazırlık soruşturmasından direkt olarak infaz aşamasına geçilmiş olacaktır[14]. Burada yargılama aşaması atlanmıştır. Başka bir görüşe göre; kamu davası açılmayarak (veya düşürülerek), devlet ile sanık arasında bir barış, sulh anlaşmasına benzer bir zemin oluşturulmakistenmektedir[15]. Diğer bir görüşe göre ise; önödeme ile adli bir konumda olan suç, somut olayda idari nitelik almakta yani idari yaptırımı gerektirmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da uygulanan ceza idari bir görünüm arz etmiş olacaktır[16].
Önödeme, Ceza Usul Hukuku açısından kamu davasının açılmasını engelleyen veya açılan kamu davasını ortadan kaldıran bir sebep olarak ta; bir muhakeme engelidir[17]. Zira savcı önödemeye tabi bir suç ile karşılaştığında, önödeme ihtarında bulunur ve on gün içersinde ödeme yapılmaz ise kamu davası açar[18]. Ön ödeme Yeni Ceza Kanunumuzda; m.75’te düzenlenmiştir[19].
II- ÖNÖDEMENİN ŞARTLARI
A- Önödeme Kapsamına Giren Suç Olmalı
5237 sayılı Ceza Kanunumuzun 75. maddesi, önödemeye tabi olacak suçlar için kapsamı birinci fıkrada “uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili” demek suretiyle ortaya koymuştur.
1- Uzlaşma Kapsamı Dışında Olmak
Kanun koyucu burada “uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak” demek suretiyle uzlaşmaya tabi olan suçlarda önödemenin olmayacağını belirtmektedir. Uzlaşma Yeni Ceza Kanunumuz ile getirilen yeni bir müessesedir. Uzlaşma; (önödeme gibi) 5327 sayılı Ceza Kanunumuzun “Dava ve Cezaların Düşürülmesi” başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. Buna göre “suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında, kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir“(YTCK m. 73/8) demek suretiyle takibi şikâyete tabi olan suçlarda[20]; tarafların “uzlaşması” halinde kamu davasının açılmayacağı ya da açılmış ise davanın düşürüleceği hükme bağlanmıştır. Buna göre önödemenin uygulanması için ilkin taraflar arasında bir “uzlaşma” meydana gelmiş olmamalıdır.
2- Sadece Adlî Para Cezasını Gerektiren veya Üst Sınırı Üç Ayı Aşmayan Hapis Cezasını Öngören Bir Suç Olmalı
Yeni ceza kanunumuzla birlikte, ceza hukukumuzda yaptırımlar yeniden düzenlenmiştir. Buna göre cezalar başlıca; Hapis cezası ve adli para cezasıdır (YTCK m.45)[21]. Hapis cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezasıdır (YTCK m.46 vd.). Kanun koyucu üç ayı üst sınır olarak belirlediği için; kısa süreli hapis cezası söz konusu olacaktır (YTCK m.49/2). Ancak Yeni Ceza Kanunumuzda üst sınırı üç ay olarak belirlenmiş suç mevcut değildir[22]. Yeni Ceza Kanunumuzun; “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır”[23], hükmü uyarınca özel ceza kanunlarının veya ceza içeren hükümler için uygulanması devam edecektir.
Ön ödemenin uygulanması için öngörülen diğer ceza ise adli para cezasıdır[24]. Yani ön ödemenin uygulanabilmesi için; sadece adli para cezası gerektiren bir suç söz konusu olmalıdır. Konuya bu açıdan bakıldığında 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanununun 182. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde[25] ve 289. maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı suçlar için yalnızca adlî para cezası öngörülmüştür. Bu yüzden bu iki suç dışında uygulama imkânı bulunmamaktadır.
B- Öngörülen Paranın Ödenmesi
Önödeme kapsamına giren suçlarda, ikinci koşul kanunda belirtilen bedelin ödenmesidir. Bu kanunda açıkça belirtilmiştir[26]. Yeni Türk Ceza Kanunumuz da bu konuda 765 s. Türk Ceza Kanunundan pek farklı bir yöntem izlememiştir.
Buna göre sanık soruşturma giderleri ile birlikte (YTCK m.75/1-son cümle) aşağıda belirtilen miktarları ödemek zorundadır.
1- Eğer suç maktu adlî para cezası ise bu miktar ödenecektir (YTCK m.75/1-a) .
2- Adli para cezası maktu değil ise aşağı sınırı ödenecektir (YTCK m.75/1-a).
3- Eğer sadece hapis cezası söz konusu ise; hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi YTL üzerinden bulunacak miktarı, ödenecektir (YTCK m.75/1-b)
4- Hapis cezası ve adli para cezası aynı anda ceza olarak belirtilmiş ise, hapis cezası için hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi YTL üzerinden bulunacak miktar ile belirlenecek adlî para cezasının aşağı sınırı ödenecektir (YTCK m.75/1-c).
III- ÖNÖDEMEDE TAKİP EDİLECEK USUL
A- Hazırlık Soruşturması Esnasında (Kamu Davası Açılmasından Önce)
Önödeme kapsamına giren bir suçun işlendiği hususunda yeterli delilin bulunması durumunda; hazırlık soruşturmasını yürüten savcı, sanığa önödeme tebligatında bulunur[27]. Savcı, önödeme tebligatında on gün içerisinde belirtilen miktarla birlikte, yargılama giderlerinin ödenmesinin gerektiğini bildirir. Bu süre zarfında önödeme yerine getirilirse; savcı kamu davası açmaz[28]. (YTCK m.75/1-son cümle). Yani takipsizlik kararı verecektir[29]. Bu ödeme Cumhuriyet savcılığınca doldurulan, bir örnek formla mal müdürlüğüne yapılır[30]. Savcının kamu davası açması için on günlük süreyi, önödeme teklif edilen kimse, ödemeyi yapmayacağını beyan etse bile, kesinlikle beklemelidir[31].
Yeni Türk Ceza Kanunun önödemeye ilişkin düzenlemesini içeren m.75, 765 s. Ceza Kanunu m. 119. maddesinin dördüncü fıkrasındaki[32] düzenlemeyi içermemektedir. Buna göre, sanık, on gün içinde ödemediği takdirde muhakeme sonunda tayin edilecek cezanın yarı nispetinde artırılamayacaktır. Sanığa yapılacak ön ödeme bildiriminin yasal sonuç doğurabilmesi için[33];1- Sanığın ödeyeceği miktarın2- Yargılama gideri tutarlarının 3- Ödeme süresinin 4- Ödememe halindeki sonuç (kamu davası açılacağı) açıkça belirtilmelidir[34]. Bir kişinin önödememe kapsamına giren birden fazla suç işlemesi durumunda, Cumhuriyet Savcısı her suçla ilgili olarak önödeme tebligatında bulunulur[35]. Bunun yanında suçu işleyen kimse küçük[36] ise ve işlediği suç önödeme kapsamında ise ilkin önödeme teklifinde bulunulmalıdır[37]. B- Muhakeme Esnasında (Kamu Davası Açılmasından Sonra) Bu durumda kamu davası açılmış durumdadır. Ön ödemenin teklif edilmesi bu aşamada; mahkemenin görev alanına girer. Bu durumda mahkeme önödemenin kabul edilmesi halinde düşme kararı (kamu davasının ortadan kaldırılması kararı)[38] verecektir[39]. Önödeme kapsamına giren bir suç direkt mahkeme karşısına gelmesi üç yolla olabilir. Bu hallerin hepsinde mahkeme sorgudan önce sanığa on günlük ödeme süresi verir[40].1- Özel Kanun Hükümleri Nedeniyle Bazı özel kanunlar; getirdikleri düzenlemelerde Savcılık işlemleri safhalarını kısa tutmak da, yahut tamamen ortadan kaldırarak, direkt kamu davası açmaya imkan tanımışlardır. Bu durumlarda savcılık işlem yapmadığı için, “önödeme” için karar vermesi de düşünülemez[41]. Bu durumda önödemeye ilişkin prosedürü mahkeme işletecektir (YTCK m.75/2).2- Savcılığın Önödeme İşlemi Yapmaması Nedeniyle Savcılık önödeme işlemi yapmadığı zaman, kamu davası açacaktır. Bu durumda mahkeme inceleme sonucu önödeme teklif edecektir (YTCK m. 75/3). Önödemenin kabul edilmesi halinde düşme kararı verecek, kabul edilememesi durumunda ise; yargılamaya devam edecektir.3- Dava Konusu Fiilin Niteliğinin Değişmesi Nedeniyle Dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi hâlinde önödeme söz konusu olabilir. Nitekim iddianamede gösterilen suç vasfının duruşmada değişmesi mümkündür. Bu durumda mahkeme inceleme sonucu önödeme teklif edecektir[42]. Önödeme işlemi gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez (YTCK m. 75/5). Mesela Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanununa aykırı olarak bir silahın bulundurulması durumunda savcı önödeme teklifinde bulunacaktır. Fakat bu silahın müsadere edilmesini engellemez. (Bkz YTCK m.54, 5271 s. Ceza Muhakemeleri Kanunu m.123[43]). Ayrıca eski düzenlemeye paralel olarak, önödemenin yerine getirildiğinde bu suç, tekerrüre konu olmaz[44]. Önödeme kurumunun Yeni Türk Ceza Kanunu ile kapsamı daraltılmıştır. Yeni getirilen düzenleme, önceki düzenleme ile birçok konuda benzerdir[45]. Ancak önödemenin Yeni Türk Ceza Kanunundaki suçlar için uygulanırlığı azalmış olmasına karşın, özel ceza kanunları ve özel ceza hükümleri için bu maddenin uygulanması mümkün olacaktır. Bunun yanında Yeni Türk Ceza Kanunun, 765 s. Ceza Kanunun 119. maddesinin dördüncü fıkrasındaki düzenlemeyi içermemesi de, yerinde bir düzenleme olmuştur.
KAYNAKÇA
1- İÇEL, Kayıhan/SOKULLU-AKINCI, Füsun /ÖZGENÇ, İzzet/ SÖZÜER, Adem/ MOLLAMAHMUTOĞLU, Fatih/ ÜNVER, Yener, İstanbul–2000
2- YURTCAN, Erdener, Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Hâkiminin El Kitabı, Ankara–2002
3- Türk Hukuk Lügatı, Başbakanlık Basımevi, Ankara–1994
4- YILMAZ, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Ankara–1996
5- DÖNMEZER, Sulhi/ ERMAN, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Genel Kısım, Cilt:1, İstanbul–1997
6- HAKERİ, Hakan, Ceza Hukukunun Temel Kavramları, Diyarbakır–2002
7- SOYASLAN, Doğan, Ceza Muhakemeleri Usulü Hukuku, Ankara–2000
8- YURTCAN, Erdener, Ceza Yargılaması Hukuku, İstanbul–1996,
9- EREM, Faruk/DANIŞMAN, Ahmet/ ARTUK, Mehmet Emin, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara–1997,
10- ÖNDER, Ayhan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul–1992
11- ŞAVAŞ, Vural/ MOLLAMAHMUTOĞLU, Mahmut, Türk Ceza Kanunu’nun Yorumu, Ankara–1999
[1]İÇEL, Kayıhan/SOKULLU-AKINCI, Füsun /ÖZGENÇ, İzzet/ SÖZÜER, Adem/ MOLLAMAHMUTOĞLU, Fatih/ ÜNVER, Yener, İstanbul–2000,s.436
[2] www.tbmm.gov.tr, Erişim Tarihi: 01.03.2005
[3] YURTCAN, Erdener, Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Hâkiminin El Kitabı, Ankara–2002, s.142; İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.436
[4] Türk Hukuk Lügatı, Başbakanlık Basımevi, Ankara–1994, s.275, Aynı konu için bakınız: YILMAZ, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Ankara–1996, s.644
[5] Önödeme konusunda yasal düzenlemelerin tarihi gelişimi için bakınız: YURTCAN, Cumhuriyet, s. 142
[6] DÖNMEZER, Sulhi/ ERMAN, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Genel Kısım, Cilt:1, İstanbul–1997, s.317
[7]İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER s.436
[8] HAKERİ, Hakan, Ceza Hukukunun Temel Kavramları, Diyarbakır–2002, s.229
[9] DÖNMEZER/ERMAN, c.3 s.317
[10] Aynı suça, tek ceza ilkesidir. Aynı suçtan dolayı fail iki kez cezalandırılamaz.
[11] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.445
[12] SOYASLAN, Doğan. Ceza Muhakemeleri Usulü Hukuku, Ankara–2000, s.245.
[13] DÖNMEZER/ERMAN, c.3, s.317 – 318,YURTCAN, Erdener, Cumhuriyet, s.142
[14] YURTCAN, Erdener, Ceza Yargılaması Hukuku, İstanbul–1996, s.665
[15] DÖNMEZER/ERMAN, c.3, s.317
[16] EREM, Faruk/DANIŞMAN, Ahmet/ ARTUK, Mehmet Emin, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara–1997, s.1024
[17] ÖNDER, Ayhan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul–1992, c.3, s. 312,
[18] SOYASLAN, s.246, Önödeme savcının görev alanındadır, YURTCAN, Erdener, Cumhuriyet, s. 141–142
[19] (1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
(2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi hâlinde de fail, hâkim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi hâlinde de yukarıdaki fıkra uygulanır.
(4) Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası veya adlî para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği hâllerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre adlî para cezası esas alınarak belirlenir.
(5) Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez (YTCK m.75)
[20] Bunların bazıları Yeni Türk Ceza Kanunumuzda şunlardır: m.88, m.102, m.104, m.105, m.106, m.116, m.117, m.123, m.131, m.139, m.144, m.151, m.156
[21] Karşılaştırınız: 765 s. Türk Ceza Kanunu m.11 vd.
[22] 765 s. Ceza Kanunumuzda Önödeme kapsamına giren suçlar oldukça fazladır. Bunların bazıları; 765 s. Ceza Kanunu m. 143/3, m.191/son, m.195/1, m.197, m.198/1-2, m.237/son, m.250/1, m. 253/3-4, m.274/son, m.276, m.308/1, m.309/son, m.311/1-2-3, m.328/son, m. 329/son, m.360/1-2-3, m. 367, m.410, m.419/1, m.426/1, m. 428/1, m.459/1, m.476/1-2, m.482/1, m.518/2-son, m.520/1-2, m.521/2-3, m.521/b, m.527/1, m.528/1-2, m.529/1, m. 530, m.531, m.532, m.583
[23] Yeni Ceza Kanunu, m.5
[24]Adli Para Cezası YTCK’nın 52. maddesinde söyle belirtilmiştir:
“ (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.”
[25] “Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması hâlinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” (YTCK m. 182/2)
[26] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.440, 765 s. Ceza Kanunumuzda bu konu “hürriyeti bağlayıcı cezanın aşağı haddinin her gün için 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen aşağı hadler üzerinden” paraya çevrilemesi ile belirlenecektir. (765 s. TCK m.119/I-2)
[27]İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.442, SOYASLAN, s.246
[28] SOYASLAN, s.246
[29] SOYASLAN, s.245
[30] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.442, 146.dipnot.
[31]EREM/DANIŞMAN/ARTUK, s.1026, YURTCAN, Cumhuriyet, s.146, (Ayrıca Bkz. CGK, 08.12.1980, E.9–291/ K.407 ve CGK, 09.05.1977, E.183/K.206) “ Suç şüphesi altında bulunan kişi Cumhuriyet Savcılığına bu parayı ödemeyeceğini bildirmiş olsa bile, kamu davasının açılması için on günlük sürenin dolmasının beklenmesi gerekmektedir” (8.CD. 17.03.1977, E.9137, K.2510),
[32] “Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebligatta, ödenecek miktar, ödeme süresi ve belli edilen miktarın bu süre içinde ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağı ve ödemediği takdirde açılacak kamu davası üzerine suçu sabit görüldüğü takdirde mahkemece tayin edilecek cezanın yarı nispetinde artırılarak hükmolunacağı sanığa bildirilir” (765 s. Ceza Kanunu m.119/4)
[33] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.442
[34] CGK., 01/11/1993, 3-266/292
[35] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.443; 9.CD, 29.04.1977, E.1517, K. 1535
[36] Karşılaştırınınz: 765 s. TCK m. 54 ile 5237 s. TCK m.31/2
[37] “Sürücü belgesiz araç kullanmak suçundan 11 yaşını bitirip 15 yaşını bitirmeyen sanığa ön ödeme ihtaratında bulunulmadan önce işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni, akli ve ruhi durumunun saptanmasına gerek yoktur.” (CGK, 17.03.1998), (YKD. Mayıs 1998)
[38] Bu karar Yargıtay’a göre, temyize tabidir. (CGK., 05/02/1990, 2-367/6) (ŞAVAŞ, Vural/ MOLLAMAHMUTOĞLU, Mahmut, Türk Ceza Kanunu’nun Yorumu, Ankara-1999, cilt: I, s.1345-1346)
[39] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.443
[40] YURTCAN, Cumhuriyet, s. 146, 8.CD, E.485/K.4563
[41] 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 114. maddesinin 3. fıkrasına göre adli cezayı gerektiren suçlar dolayısıyla kolluk makamları tarafından hazırlanan evrak kamu davasını açan belgedir. Dolayısı ile bu belgenin mahkemeye gelmesi ile dava açılmış olacaktır.
[42] “İddianamede gösterilen suç vasfının duruşmada değişmiş olması sebebiyle eyleme uygun cezanın… TCK’nun 119. maddesi kapsamı içinde kaldığının anlaşılması veya Cumhuriyet savcısının yasal zorunluluğa rağmen bu madde uyarınca sanığa tebligat yapmadan dava açması durumlarında mahkemenin, sanığın sorgusunun yapılıp yapılmadığı koşulunu aramadan, vereceği on günlük süre içinde önödemenin yargılama giderleri ile birlikte ödenmesi üzerine kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar vermelidir. (İBK. 11/04/1983, K 2/2), (ŞAVAŞ/ MOLLAMAHMUTOĞLU, cilt: I, s.1344–1346)
[43] Karşılaştırınız: TCK m. 119, m.36 ve CMUK m.392
[44] İÇEL/SOKULLU-AKINCI/ÖZGENÇ/SÖZÜER/MOLLAMAHMUTOĞLU/ÜNVER, s.446
[45] YTCK m. 75’in gerekçesi de aynı şekilde açıklamalar içermektedir: “Tasarıdaki metin içerik olarak muhafaza edilmiştir. Ancak, adli para cezasına ilişkin hükümler göz önünde bulundurularak, madde metninin ifadesinde bazı değişiklikler yapılmıştır”
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Önödeme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cüneyd Altıparmak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|