Alacak Davaları,icra Takibi

Arkadaşlar Merhaba!

Bir Bankanın alacağı var ve borçlular
hakkında yasal takip işlemleri yapılıyor. Fakat Bankaya vekalet eden
avukat,hasta olması sebebiyle icradaki dosyalarla hiç
ilgilenemiyor.Dosyalar takip edilmediği için (yani haciz falan isteyen yok ) dosyalar işlemden kaldırılmış deniyor. Bu konu HUMK'nun 409. maddesine dayandırılabilir mi? (Ortada bir itiraz veya iptal davası yok
Bir icra dosyasının işlemden kaldırılması bu maddeye dayandırılabilir mi? Dayandırılabilirse nasıl? Yani alacak davalarında HUMK un uygulama alanı nedir?

Dosyaların icra müdürlüğü tarafından işlemden kaldırılması sadece
İİK md. 78 e göre mi yapılır?

Bir de şöyle bir sorum var:

Bankanın vekalet verdiği avukat hasta diye, başka bir avukata
bankanın icazeti olmaksızın vekalet verebilir mi? Verirse hukuken
geçerliliği ne ölçüdedir?

Herkese İyi çalışmalar!!!

merhaba feyza hanım,

Sorularınıza cevap vermeye çalışayım:

ikinci sorunuzun cevabı ''tevkil yetkisi'' ile ilgilidir. Avukat vekaletnamede yer alan tevkil yetkisi uyarınca, başka bir avukata yetki verebilir. Bunda bir sakınca yoktur. Sadece, tevkil yetkisi dahilinde vekalet verilen avukatın eylem ve işlemlerinden ilk avukat mesuldür. Şunu da belirtmek gerekir: İcazet bilindiği gibi, işlem sonrası onay işlemidir. Vekaletnamede peşinen verilen tevkil yetkisi, icazet yada izin istemeden kullanılabilir bir yetkidir. Ancak, sözleşme ile bu husus sınırlandıralabilir. Avukat ile banka arasında tevkile ilişkin özel bir sözleşme hükmü yoksa, icazet aranmaz..

İlk sorunuzu şu şekilde cevaplandırabilirim:

İİK. na dayalı yargılama hukukunda özel bir düzenleme yok ise, genel nitelikli HUMK. kuralları ''aynen'' uygulanır. Ancak, takip hukukuna ilişkin işlemlerle, yargılama hukukuna ilişkin kuralları ayırmak gerekir diye düşünüyorum. İİK.nda açık ve özel olarak İİK:78. madde hükmü konu ile doğrudan ilgilidir. HUMK: 409 ' daki dosyanın işlemden kaldırılması ile İİK.78. maddeki haciz isteme süresine uyulmamasının neticesi farklı karakterde kurallardır.. ben böyle düşünüyorum. Ancak, tam emin değilim.

Selamlar..

Merhaba Mehmet Bey! Yanıtınız için teşekkürler.Sanırım ben bu konuyu tam olarak bilmediğim için yeterince anlayamadım.Banka icra müdürlüğüne gitmekle bir dava açmış olmuyo mu zaten? Yani bir alacak davası söz konusu değil mi? Yoksa mutlaka bir itiraz, itirazın iptali veya menfi tespit davaları gibi tarafların bir dava mı açması gerekiyor? Eğer durum böyleyse sanırım dediğiniz doğru yani HUMK: 409'un uygulanması söz konusu olamıyor.

Saygılarımla!

merhaba,
Olayınızda, icra dairesinde takip açılmış ve haciz istenebilir duruma geldiğine göre takip de kesinleşmiş olmalıdır. O halde, kesinleşen icra takibine bağlı olarak ödeme emrinin tebliğine göre kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanacak 1 yıl içinde haciz istenmediği zaman '' haciz isteme hakkı'' düşer. Başka bir ifade ile artık, siz yenileme talebinde bulunacak ve tekrar harç ödeyeceksiniz. İtiraz, itirazın iptali ve menfi tespit davasının olayınızla bir ilgisi bulunmamaktadır.

Sizin yapmanız gereken daha önceki dosya içinde; yenileme dilekçesi ile yenilemeyi karşı tarafa tebliğ etttirmek olmalıdır.. Olayın HUMK. 409 ile doğrudan ilgisi yoktur. Zira özel hüküm İİK.78 öncelikle uygulanır.. Benim düşüncem bu şekilde.. umarım ifade edebilmişimdir.. Başka sorularınız olursa memnuniyetle cevaplamaya çalışırım..Saygılarımla.