|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-08-2012, 18:39 | #1 |
|
Boşanma davası açarken tedbir istenmesi.
Değerli meslektaşlarım.Daha önce açmış olduğum bir boşanma davasında ileride açacağım eşya davasının konusu olduğu için araç üzerine tedbir konulmasını istemiştim fakat hakim kabul etmedi.Nitekim davalı aracı sattı.
Şimdi yeni bir boşanma davasını başka bir şehirde açacağım fakat yine tedbir istesem mi tereddütteyim.Bu konuda farklı karar veren hakimler var mıdır, yoksa bütün hakimler mi reddediyor.Müvekkilimize mahcup düşmemek için.Saygılar. |
02-08-2012, 18:51 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Henüz açılmamış bir davada uyuşmazlık konusu olacak hakları teminat altına almak için ihtiyati tedbir ancak HMK 390. maddeye göre istenebilir ve sonrasında 393 ve 397. maddelerdeki süreç işletilmelidir. Bu nedenle boşanma davası içinde, farklı bir davanın konusu olacak haklarla ilgili tedbir talebinin reddi doğaldır. Boşanma davasında maddi talepleriniz var ise, ancak bunlar için ihtiyati tedbir isteyebilirsiniz. |
02-08-2012, 19:07 | #3 |
|
bazı mahkemeler dava konusu olmayan mallar hakkında tedbir kararı verebiliyor. Şansınızı deneyin isterseniz. veya tedbir isteyeceğiniz mallar için dava açarak tedbir isteyin.
|
02-08-2012, 20:07 | #4 |
|
YARGITAY 1. Hukuk Dairesi 2012/436 E.N , 2012/7 K.N.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI TAPU İPTALİ VE TESCİL İçtihat Metni: Taraflar arasında görülen davada; Muris muvaazası hukuksal nedenine dayanarak tapu iptal ve tescili ile ihtiyati tedbir isteğini içeren dava dilekçesiyle açılan ve derdest olduğu anlaşılan 04.11.2011 tarihli davada yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 11.11.2011 tarih ve 2011/518 esas sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle evrak tetkik edildi, temyiz isteğinin süresinde yapıldığı görüldü, gereği düşünüldü. -KARAR- Hemen belirtilmelidir ki, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 1086 sayılı HUMK’nu iptal eden 6100 sayılı HMK’nın da 1086 sayılı Yasanın 101 ve takip eden maddelerindeki ihtiyati tedbirle ilgili öngörülen düzenlemelerden ayrılacak değişik hükümlere yer verilmiştir. Bunlardan bir tanesi ihtiyati tedbir isteğinin reddine dair verilen veya itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yolunun açılmış olması, öncelikle incelenip, kesin olarak karara bağlanmasıdır.(6100 sayılı HMK. 391/3 Md.) Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir “…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir. (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcantez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özeker) Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389.madde başlığında “geçici hukuki korumalar” olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması… …. gibi sair hususlar da duraksamaya yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosodür vazedilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı dava dilekçesinde murisin yapmış olduğu temliki tasarrufun mirasçıdan mal kaçırmak amacı ile gerçekleştirildiğini iddia ederek temlike konu taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu il, ilçe, ada, parsel sokak adı gibi belirgin tüm hususiyetlerini bildirerek, davalının yargılama sırasında taşınmazın üçüncü kişilere satılması, devir veya temlikinin önlenmesi bakımından tedbir kararı konulması isteğini açıklamıştır. O halde, isteğin taşınmazın sicil kaydına ahara devrinin önlenmesi yönünden davalı olduğu bildirilerek el değiştirmesinin önlenmesi bakımından geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararı konulmasından ibaret olduğu sabittir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından yasanın 390/3. maddesi hükmünde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini gözardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır. Esasen, davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda “tapu ve nüfus kaydı, mirasçılık belgesi, tanık beyanları, keşif, bilirkişi, yemin… gibi” delillere dayanıldığı dava dilekçesiyle sabittir. Öyleyse, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının doğru ve yasal olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, davacının temyiz talebi yerindedir. Kabulü ile yerel mahkemenin kararının HMK’nın geçici 3/2 maddesi hükmü aracılığı ile 1086 sayılı HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
03-08-2012, 13:19 | #5 |
|
Karışık bir durum ; çünkü ihtiyati tedbir kararı aynı zamanda ihsas-ı rey anlamına da gelebilir.Dava gerekçelerinizi bilmiyorum ama mezkur gerekçelerinizin davanın kabulü için yeterli görünmeme ya da gerekçelerin ispat edilememesi gibi hususlarla davanın reddi yoluna da gidilebilme ihtimali mevcuttur ve dava zarfında hak sahibi gerçek bir ihtiyaç için maliki olduğu menkul veya gayrimenkulü satma ihtiyacına girebilecek ve tedbirin verilmiş olması halinde zarar görmüş olacaktır.Ancak şöyle bir durum da var ki ; özellikle yeni usul kanunuyla artık tüm deliller peşin olarak dosyaya sunulduğundan ihsas-ı rey'in yumuşatılabileceğini düşünüyorum. Çok bariz delillerin olması halinde bence ihtiyati tedbir verilmelidir.Ama bunu genellemek yanlış olur.
|
03-08-2012, 19:33 | #6 |
|
Karışık değil. İhtiyati tedbir ihsası rey anlamına gelmez.
Davanın kabul edilme ihtimali de var. Bu durumda ihtiyati tedbir haksız ve başkasına zarar verici devirleri önlemiş olur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tataristan Cumhuriyeti boşanma kararı - tanıma davası - avukattan iç hukukun araştırılmasının istenmesi | Av_Bhr | Meslektaşların Soruları | 2 | 10-03-2023 21:05 |
Boşanma Davası Açılmadan Tedbir Nafakası Davası Açılabilir Mi? | AVUKAT MERYEM | Meslektaşların Soruları | 10 | 20-06-2014 10:46 |
anlaşmalı dava açarken eşim tek taraflı boşanma davası açtı... | aishe | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 27-04-2010 12:35 |
Boşanma Davası Açılmadan,Açılacak Tedbir Nafakası Davası | Veli KARATAŞ | Meslektaşların Soruları | 11 | 06-11-2009 15:09 |
boşanma davası sürerken tedbir nafakası ve manevi tazminat davası açılırmı? | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 25-10-2009 21:33 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |