|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-03-2012, 14:55 | #1 |
|
Hizmet süresini kabule rağmen dava açılma zorunluluğu mu vardır?
İşveren işçinin sigortaya bildirilen tarihlerden evvel işe başladığını kabul ediyor ve buna ilşkin maddi külfetleri ödemeye de razı .ancak sgk dava açılmadan sigortanın başlangıç tarihini düzeltemeyeceğini söylüyor.Oysa ki kabul varsa bu düzeltmenin yapılması gerekmez mi bu konudaki görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
|
02-03-2012, 15:09 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerinin çoğu zaman olduğu gibi yine bireyi bürokrasiye/mahkemelere mahkum edici tarzda bir yaklaşım sergiledikleri kanaatindeyim. "Hizmet tespiti" olgusu dava açılmaksızın SGK'nın bizzat tespiti ile dahi mümkün olabiliyorken, işverenin kabul ettiği bir durumda, ancak hizmet tespitine ilişkin dava açılması yoluyla gerekli düzeltmenin yapılabileceğinin ileri sürülmesi hatalıdır düşüncesindeyim. Saygılarımla.. |
02-03-2012, 15:28 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
|
02-03-2012, 15:38 | #4 | |||||||||||||||||||
|
Bu tür bir durumla daha önce karşılaşmadım. Davalı işverenin davacı işçinin hizmetini kabul etmesine rağmen re'sen araştırma ilkesi gereği mahkemenin araştırma yapmaya devam edebileceği hususunun yasal dayanağını paylaşmanızı rica edeceğim. Saygılarımla.. |
02-03-2012, 15:39 | #5 |
|
zaten iş mahkemesindeki yargılama basit yargılama olacağından hakimlen konuşup ilk celse hakim tarafları sulh'e davet edecek ve işverende kendisine açılmış olan davayı kabul edecek.sorun ortadan kalkalcaktır diye düşünüyorum.böyle bir durumda erkene bile duruşma günü alabilirsiniz diye düşünüyorum.
Ön inceleme ve tahkikat MADDE 320- (1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. |
02-03-2012, 16:07 | #6 |
|
Hizmet tesbit davalarında re'sen araştırma ilkesi esas olduğundan işveren davayı kabul dahi etse, Mahkeme bu kabulle bağlı değildir.Bu nedenle kurumun böyle bir düzeltmeyi yapmaması tabiidir.Zira burada taraflar sadece işçi ve işveren değil aynı zamanda SGK'dır.Yapılan değişiklik işçinin SGK ile ilgili emeklilik, prim ödemesi işlemlerini de doğrudan etkilediğinden sanıyorum kamu düzenini ilgilendiren işlerden sayılmaktadır.Kaldı ki hizmet tesbiti davalarına ilişkin olarak verilen Yargıtay'ın birçok kararında dosyadaki tanık beyanlarıyla yetinilmemesi ve Mahkemeden kamu tanıklarının ya da bordro tanıklarının da dinlenmesinin istenmesi bu doğrultuda oluşan içtihatlardandır.Esas olan işçinin fiilen sözkonusu yerde çalıştığının ispatlanmış olmasıyken ve böyle bir durumda işverenin kabulü yeterli iken, tarafların anlaşarak kurumu zarara uğratmasının önüne geçilmesi düşüncesi bu davalarda kanaatimce herşeyden önemli bir saik olmuştur
|
02-03-2012, 16:28 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Açıklamalarınızın konuya kazandırdığı boyuta göre somut durumda hizmet tespiti davasında davalının kabulüne rağmen Sayın ÇETİN'in de ifade ettiği gibi araştırmanın devam etmesi gerekiyor. Somut durumda dava açılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerince yapılacak bir araştırma sonucu başvurucunun belirtilen işyerinde çalıştığı tespiti yapılır ise dava açılmasına da gerek olmaması gerekirken kurum, "mutlaka dava açılması" gerekir diyor. Savunduğum husus ise SGK, dava açılmaksızın yapılan başvuruyu değerlendirip tespiti (olumlu ya da olumsuz) gerçekleştirmelidir. Dava açılmış ise bu durumda davalının kabulünün mahkemeyi bağlamadığı konusunda bir tereddüdüm artık yok. Saygılarımla.. |
02-03-2012, 16:32 | #8 |
|
Tek taraflı kabulle bu mümkün olursa eğer, suistimal çok olur. Üzerine hiç bir mal varlığı olmayan şirketler adına kabulle insanları emekli edersiniz. SGK zarara uğrar. Bu nedenle tek taraflı kabulle dava açmadan hizmet tespiti mümkün olamaz. Bu işin bedelini sadece işveren değil SGK da ödeyecektir.
|
02-03-2012, 16:51 | #9 |
|
Yargıtay H.G.K. 2004/21-226 E. 2004/223 K. 14.04.2004 Tarih :
...Çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu ancak bu koşullar varsa inceleme konusu yapılabilecektir. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilir, işe giriş bildirgesinin işlevi Kurumu sigortalının çalışmaya başladığından haberdar etmek olduğundan bildirgenin verilmiş olması mutlaka çalışıldığını göstermez. O nedenle çalışma olgusunun ispatı başka delillere ihtiyaç gösterir. Sigortalı hizmetin tespiti için verilen kararlarda bu davaların özel bir duyarlılığı gerektirdiği ve suistimallere açık olduğu düşünülmelidir. ... Sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olması sonucunda işverenin kabulü ya da davacının feragati tek başına hükme etkili olmaz (1086 S. K. m. 95). Feragat veya kabule rağmen hakim delilleri hep birlikte değerlendirerek bir karara varacaktır. Yine aynı nedenle bu davalarda yemin teklif olunamaz (1086 S. K. m. 346). Buna rağmen hakim taleple bağlıdır (1086 S. K. m. 74). Talepten fazlaya karar verilebilmesi ancak davalının muvafakatiyle mümkündür (1086 S. K. m. 185/2). Kurum sigortalı hizmetin tespiti davası sonucunda mahkemenin verdiği ilamın gereğini yerine getirmek zorundadır. Aksi halde davacı infaz hukuku çerçevesinde ilgili mercilere başvurabilir... |
02-03-2012, 16:55 | #10 |
|
Yargıtay H.G.K. 2000/21-1705 E. 2000/1750 K. 29.11.2000 Tarih
KARŞI OY YAZISI'ndan : "...10. Hukuk Dairesi, yirmi yıl kadar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu aynen uygulamış, ne var ki 1990'larda bazı kimselerin işverenle anlaşarak düzmece hizmet tespiti davaları açtığının farkına varması üzerine daha ciddi, daha tutarlı, daha geniş araştırma ve inceleme yapılması gerektiği yolunda kararlar vermeye başlamıştır. Ülkede yaşanan bu olumsuzluklar ve kargaşanın düzeltilmesi amacıyla dairemizin işi ciddi tutması, hakkını kötüye kullananlara imkân tanınmaması ve daha geniş bir araştırma ve incelemeye gerek duyması bize göre de doğrudur. Ancak itiraf etmek gerekirse, halihazırda Yargıtayımız, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79/8. maddesine göre açılan hizmet tespiti davalarında suistimale meydan vermemek endişesiyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine, bir bakıma Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu uygulamaktadır. Böylece, kendisini yasa koyucunun yerine koymuş, usul hukuku açısından yepyeni bir sistem geliştirmiştir. Bizce, hiç vakit geçirilmeden İş Mahkemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılmalı, ispat hukuku açısından sosyal sigorta davalarıyla ilgili yeni hükümler getirilmelidir... |
02-03-2012, 17:39 | #11 |
|
Zaman ayırıp sorumu yanıtlayan tüm meslektaşlarıma içtenlikle teşekkür ederim.
|
03-03-2012, 12:48 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
|
03-03-2012, 16:12 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet, benim de dikkatimi çeken husustu. Saygılar... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
emekli sandığının hizmet süresini az göstermesi | m g | Meslektaşların Soruları | 0 | 06-12-2009 11:39 |
mal beyanı-dava açılma zamanı | ssefasekni | Meslektaşların Soruları | 7 | 02-11-2006 22:46 |
kabule rağmen red mi? | yaşar | Meslektaşların Soruları | 1 | 26-04-2006 21:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |